İİBF’nin açılımı normalde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ‘dir. Fakat Son zamanlarda İİBF mezunlarının yaşadıkları sıkıntılar ve atamalarda verilen kısıtlı kadro sayıları İİBF’nin açılımın İnsanı İşsiz Bırakma Fakültesi olarak algılanmasına yol açmaktad İİBF’nin açılımı normalde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ‘dir. Fakat Son zamanlarda İİBF mezunlarının yaşadıkları sıkıntılar ve atamalarda verilen kısıtlı kadro sayıları İİBF’nin açılımın İnsanı İşsiz Bırakma Fakültesi olarak algılanmasına yol açmaktadır.
Türkiye’nin En çok mezun veren Fakültelerinden birisi Olan İİBF’nin şu anda mezun sayısı 430 Bini bulmaktadır. Birçok ülkenin Nufüsündan daha fazla olan bu devasa mezun sayısına rağmen Merkezi Atamalarda İİBF’ye verilen kadrolar devede kulak kalmaktadır. En Basit örneğiyle 430 Bin İİBF mezununa 2014/2 Kasım atamasında sadece 199 Kadro verildiğini belirtirsek durumun vehameti daha net anlaşılır.
İİBF kamu ve özel sektör için eleman yetiştirmek, kamu kurumlarının memur ihtiyacını karşılamak için kurulmuştur. Devlet büyüklerimizin birçoğunun da mezun olduğu bu fakülte, günümüzde her ne kadar hak ettiği saygınlığı göremese de geçmişi, 1859 Osmanlı Mekteb-i Mülkiyesine dayanmaktadır ve bu dönemde devlet-vatandaş ilişkisini en iyi şekilde yürütecek kişileri yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.
Günümüzde 400 bini aşan mezun sayısı ve 1 milyon 400 bin civarı örgün okuyan veya uzaktan eğitim alan öğrencisiyle İİBF mezunlarının mağduriyetleri kanayan bir yara haline gelmektedir. Mesela 2014 KPPS’ye giren 1 Milyon 118 bin aday içinden yaklaşık olarak 400 bin aday İİBF mezunudur ve bu sayı 2016 KPSS’de yeni mezunlarla birlikte 430 Bin’i bulacaktır.
İİBF mezunları bu ülkenin diğer mezunları gibi “ATANMA PROBLEMİ” yaşamaktadır. Ancak diğer fakültelerden farklı olarak KPSS atamalarına en fazla adaletsizliğe uğrayan kesim İİBF mezunlarıdır. Açılan her üniversitede ilk fakülte olarak kurulan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ne yazık ki kamuda istihdamda en son tercih edilen fakültedir!
Kadro sayısı ile mezun sayısının orantısızlığının adıdır İİBF! KPSS puanı baz alınarak yapılan merkezi atamalarda son yıllarda İİBF kadroları niteliksizleştirilmiş, zaten kıt olan kadrolar da iyice törpülenmiştir. Örnek vermek gerekirse Kasım 2014/2 atamasında 430 bin mezunu olan fakülteye 199 gibi komik bir kadro verilmiştir.
Kadro dağılımında adil davranılmadığı için bazı fakülteler yüksek sayılarda kadro alırken, İİBF’ye deyim yerindeyse kuş kadar kadro verilmekte ve bununla birlikte kadroları diğer fakülte mezunlarının işgaline uğramaktadır. Uzmanlaşmanın hayati önem taşıdığı günümüzde liyakat esaslarına uyulmadan alım yapılması ise mağduriyetimizi arttırmaktadır. Mesela Tus’a girip doktor olan bir maliye mezunu görmeniz imkansızdır ya da eğitim bilimleri sınavına girip branş öğretmeni olarak atanan bir iktisat mezunu.
Oysa İİBF mezunlarının evi olan Maliye Bakanlığı, bünyesine at antrenörü atanmakta, SGK çizgi film mezunlarına kadro açmaktadır. İdari Bilimler mezunları idari kadrolara atanamazken “Marshall”ı boya markası sanan diğer fakülte mezunları ayrı bir sınava (kendi alanlarından) tabi tutularak müfettiş olabilmektedir. Ayrıca diğer fakültelerden kadrolarımıza atanan arkadaşlarımız, kendi alanlarıyla ilgili kadrolar açıldığı an, İİBF mezunlarının hakkını gasp ederek girdikleri bu kurumların kadrosunu terk etmektedirler. Bu durum, hem biz İİBF mezunları mağdur etmekte, kurumları büyük zarara uğratmakta hem de vatandaşa ve devlete büyük maliyetler yaratmaktadır.
Fen edebiyat fakültesi mezunu arkadaşlarımızın -kendilerinin söylemiyle- yapmış olduğu yanlış tercihlerin bedelini İİBF mezunlarına ödetmek ne derece doğrudur? Tarih okuyan mezun Maliye’de, Maliye bitirmiş mezun kahvehanede! Bunun sebebi ise tarih mezununun KPSS P3 puanının, Maliye mezunundan 2 puan yüksek olmasıdır. Matematik, Türkçe, Tarih, Coğrafya mezunu arkadaşlarımız mezun olurken zaten yaklaşık 30 soru ceplerinde girdikleri bir sınavdan, “bizim puanlarımız İİBF mezunlarından daha yüksek, o zaman onların kadrolarını gaspa hakkımız var” diyerek hak talep etmektedirler. Oysa KPSS fakülteler arası bir sıralama sınavı değildir. 90 puan alan İİBF mezunu arkadaşım nasıl 74 ile atanan sınıf öğretmeninin yerine geçip öğretmen olarak atanamıyorsa, 2 puan fazla alan diğer fakülte mezunlarının 4001 kodu (herhangi bir fakülte mezununun başvurabileceği kod) bahanesiyle kadrolarımıza atanması da hak değil, gasptır.
Sorarım size ev yaptıracak olsaydınız bu işi bir eczacıya mı yaptırırdınız ya da ameliyat olacak olsanız bir dişçiye gider miydiniz? Kulağa oldukça saçma gelen bu sorular ne yazık ki kadrolarımızın dağıtılmasında hiç göze batmıyor. Matrahtan habersiz, vergiden bihaber fizikçi; vergi müfettişi olarak atanırken, 4 yıl boyunca her alanda bunun eğitimini alan İİBF mezununun garson olarak çalışması çok ironik değil midir? Liyakata önem verilen günümüzde iş ehline verilmelidir. Ekonomik gelişme ve ülkemizin kalkınması için herkesin eğitimini aldığı alanda ihtisaslaşması gerekmektedir.
İşte Bir İİBF Mezununun tarafımıza Gönderdiği Mail.
Biz İİBF mezunları olarak merkezi atama ile atanamayıp KPSS A grubu sınavları ile kurumlara başvurduğumuzda test usulü, yazılı/sözlü sınav, kompozisyon, mülakat ve özel şartlar gibi birçok elemeye tabi tutulurken; Mühendislik, Fen Edebiyat veya Öğretmenlik kadrolarına başvuramamaktayız! Genel İdare Hizmetleri (GİH) için yetiştirilmiş gerekli eğitimi almış İİBF’liler yerine; GİH kadroları için eğitilmeyen, GİH kadrolarında staj görmesine dahi izin verilmeyecek bölümlere GİH kadrosu verilmesi ya da 4-5 yıl eğitim almış İİBF’liler yerine ön lisanslardan alım yapılması; bizleri, devleti ve vatandaşları mağdur etmektedir.
Tüm bunların yanı sıra sayın bakanımızın yapmış olduğu açıklamalar memur alımlarını azaltmaya yönelik politikaları uygulayacaklarına işaret etmektedir ve mevcut kitleyi özel sektöre yöneltmek eğiliminde açıklamalar yapılmıştır. Ancak özel sektörün şartlarını düzeltmekten hiçbir şekilde bahsedilmemiştir. Özel sektörden kasıt; reyoncu, tezgahtar veya kasiyerlik gibi nitelik gerektirmeyen, diplomamızın para etmediği işlerdir. İşverenlerin ego tatmini, aşırı yoğun iş temposu, asgari ücret, mesailerin sürekli uzaması ve günde 15-16 saatlik çalışma temposuyla özel sektör gerçekten de cazibelidir!
Devlet Personel Başkanlığının 2015 açıklamasına bakacak olursak, Hizmet Sınıflarının doluluk oranları, Eğitim-Öğretim Hizmetleri için %97.95, Sağlık Hizmetleri için %75.23, Genel İdare Hizmetleri için ise %59.52’dir ve boş olan %40.48’lik kısım yaklaşık 290.000 kadroya tekabül etmektedir. Genel İdari Hizmet kadrolarındaki boşluk bu kadar fazlayken neden hala ısrarla bizlere tatmin edici kadrolar verilmediğini, bizleri neden özel sektöre yöneltmeye çalıştıklarını merak etmekte ve bir açıklama beklemekteyiz.
İİBF mezunlarına ne kamuda tatmin edici kadrolar veriliyor ne de özel sektörde sağlıklı istihdam sağlanıyor. Devlet 400 bin gence hiçbir alanda kucak açmıyor. Hal böyle olunca diplomalarımızı 5 kuruştan satılığa çıkartmaktan başka çare kalmıyor bizlere de.
Bizler, bu güzide ve lokomotif fakültemizin mezunlarının kamuda daha çok istihdam edilmesi, özel sektörün şartlarının iyileştirilmesi ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının artık görmezden gelinmemesi için mücadele ediyoruz. Bundan sonra yapılacak Haziran merkezi atamasında kadro sayımızla orantılı olarak, 20 bin kadro talep etmekteyiz.