Devletlerin en önemli görevlerinden biri de, çalıştıkları süre boyunca ülkenin kalkınmasına katkı sağlayan emeklilerin, emeklilik haklarını en iyi şekilde kullanabilmelerini sağlamaktır.
Ülkemizde bu hakların sürekli, kaliteli ve eşit olarak dağıtılması, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sağlanır. Emekliğe ve emekli aylığı almaya hak kazanmak için, sigortalı tarafından belli şartların yerine getirilmesi gerekir. Bunlardan en sık gündeme gelen şart ise, sigortalının yaşıdır. Çalışma hayatı boyunca gerekli primleri ödemiş olan bir sigortalı, emekli aylığı alabilmek için kadın ise 55, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmalıdır. Fakat bazı sigortalıların, geriye dönük hizmet borçlanması yapma imkanı var. Erkekler için askerlik, kadınlar için doğum ya da yurtdışında belli bir süre çalışanlar için yurtdışı borçlanma imkanı gibi.
Genel olarak “emeklilik yaşı” şeklinde kullandığımız kavram kanunen “yaşlılık aylığı” almaya hak kazandığımız yaşı ifade eder. Çalışma hayatının normal olarak bitmesinden sonra bu aylığı alabilmek için başka şartlarla birlikte kişinin yaşı da dikkate alınır. Ülkemizde emeklilik hakları ve gerekli şartlarıyla ilgili çalışmalar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunları çerçevesinde yürütülür. 5510 sayılı kanundan önce yürürlükte 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu da bazı vatandaşlar için hala geçerliğini korumaktadır. İşe başlamaları ilk defa 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun yürürlükten kalktığı 8 Eylül 1999 tarihi öncesinde gerçekleşen sigortalıların, emekli maaşı almaya hak kazanabilmeleri için dikkate alınan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına ek olarak, 5510 sayılı kanunla birlikte yaş şartı da getirilmiştir. Böylece, örneğin sigortalı olarak çalıştığı süre ile prim ödediği gün sayısını doldurmuş fakat gereken yaş koşulunu yerine getirmeyen sigortalıya emekli aylığı bağlanamaz.
8 Eylül 1999 tarihinde emekli aylığı almaya hak kazananlar ve bu tarihte kadınlarda 18 yıllık, erkeklerde ise 23 yıllık sigortalı olanlardan; kadın sigortalıların 50, erkek sigortalıların 55 yaşını doldurmuş olmaları şartıyla en az 5000 gün prim ödemiş olmaları ya da 15 yıldan beri sigortalı bulunmaları ve en az 3600 gün prim ödemiş olmaları ya kadınların 20, erkeklerin 25 yıldır sigortalı olmaları ve en az 5000 gün prim ödemiş olanlar emekli aylığı almaya hak kazanırlar.
8 Eylül 1999 tarihinde bu koşulları sağlamayan sigortalılar ise 23 Mayıs 2002 tarihindeki sigortalılık sürelerine göre en az sigortalılık süresi, yaş ve prim ödeme gün sayısı koşulu gibi belli kademeli geçiş kriterlerini sağlamaları halinde emekli maaşına hak kazanırlar.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren, değişik zamanlarda çıkarılan kararnameler ve kanun maddeleriyle düzenlemelere uğramıştır. Bu düzenlemeler içindeki bazı hükümler, bazı kesimler için emeklilik yaşını düşürmeye imkan veren düzenlemelerdir. Peki kimler, hangi şartlarla emeklilik yaşını düşürebilir? Maddeler halinde ve anlaşılır biçimde sıralayalım…
Aslında doğum borçlanması, kadınlarda emeklilik yaşını düşürecek kadar etkili bir hak değil. 5510 sayılı Kanuna 2008 yılında eklenen bu hak, sadece sigortalılık başlangıcından sonraki sürelerin borçlanılmasına imkan veriyor. Yani, sadece gün eksiği bulunan kadın sigortalılar için bir avantaj sağlayabilir. Buna göre;
– Hizmet akdine tabi çalışması bulunan kadın sigortalılar (2925 sayılı Kanun, mülga 506 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/1-a ),
– Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma kapsamında sigortalı sayılan kadın sigortalılar (Mülga 1479 sayılı Kanun, Mülga 2926 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/b),
– Kamu görevlisi kapsamında sigortalı sayılan kadın sigortalılar (Mülga 5434 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun- 4/c) ile bunların hak sahipleri, doğum borçlanmasını talep edebilirler.
Erkekler, askerlik yaptıkları süreyi borçlanarak erken emekli olma hakkına sahiptir. Bu borç, emekli maaşlarında yapılan kesintiyle ödenir. Askerlik borçlanması da tıpkı doğum borçlanmasında olduğu gibi, sigortalılığın başladığı tarihten sonrası esas alındığından, emekli yaşının düşmesine etkisi yoktur. Normal şartlarda askerlik süresinin tamamını ya da bir kısmını borçlanma hakkı vardır.
2014 yılından beri yürürlükte olan 6552 sayılı Kanunla, aramızda sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığımız ülkelerdeki sigortalılık başlangıç tarihleri, herhangi bir dava gerekmeksizin Türkiye’de emeklilik için başlangıç kabul edilmektedir. Bu düzenleme ile aramızda sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İsviçre, İtalya, Kanada, Kebek, KKTC, Lüksemburg, Makedonya, Slovakya ve Kore’de ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ülkemizde de ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir. Çalışma hayatını yurtdışında sürdüren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, orada çalıştıkları süreleri Türkiye’de sosyal Güvenlik Kurumuna borçlanarak, eksik aylık almaya başlayabilirler. Borçlandıkları sürenin bitiminde maaşları tam olarak ödenmeye devam eder