Eğitim Bilimleri Geliş Psikolojisi dersinin önemli konularından birisi olan Koşullanma ile ilgili olarak her sene 1-2 soru çıkabilmektedir.
Kaçma Koşullanması – Kaçınma Koşullanması Farkı
Kaçma koşullanması kaçınma koşullanması arasındaki farkı bilm Eğitim Bilimleri Geliş Psikolojisi dersinin önemli konularından birisi olan Koşullanma ile ilgili olarak her sene 1-2 soru çıkabilmektedir.
Kaçma Koşullanması – Kaçınma Koşullanması Farkı
Kaçma koşullanması kaçınma koşullanması arasındaki farkı bilmek KPSS denemelerinde ve sınavda arkadaşlara
büyük fayda sağlayacaktır. Öğrenme psikolojisinin en sık karıştırılan bu iki kavramına açıklık getirelim.
Kaçma koşullanması tepkisel koşullanmadır. Kaçınma koşullanması edimsel koşullanmadır. Kaçma koşullanması
durum ortaya çıktıktan sonra ortamdan uzaklaşmadır. Kaçınma koşullanması ise durum ortaya çıkmadan
uzaklaşmadır. Bu durumu örneklendirmek gerekirse; Yanan bir sobaya elini değdiren çocuk elini çektiğinde
kaçma davranışı gösterir. Yani durum ortaya çıktıktan sonra uzaklaşma vardır. Çocuk elini yakmamak için
sobadan uzak durursa kaçınma davranışı göstermiş olur. Yani durum ortaya çıkmadan önce uzaklaşma vardır.
Kaçınma her zaman kaçmayı kapsar. Yani bir olayda kaçınma varsa daha önceden kaçma davranışı
gösterilmiştir.
Zıt tepki ve karşı koşullamanın farkı:
Zıt tepki Guthrie ait bir kavramdır. Zıt tepki istenmeyen tepkiye neden olan bir koşulsuz uyarıcının (doğuştan
organizma üzerinde etkisi olan örneğin yiyecek, ancak organizma bu koşulsuz uyarıcı sonucunda istenmeyen bir
verecek) bu koşulsuz uyarıcının tam tersini çıkarabilcek güçte ve onunla başedebilecek, ona zıt başka bir tepki
çıkarabilecek koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilmesi sonucu daha baskın olan koşulsuz uyarıcının (organizma üzerinde
her koşulsuz uyarıcı aynı güce sahip değildir. burda iki koşulsuz uyarıcı vardır ve bunlar birbirinin zıttı tepkiler
çıkararır. Örneğin bir koşulsuz uyarıcı hoşlanma tepkisi çıkarırken diğeri nefret tepkisi çıkarmalı) olumsuz tepki
çıkaran koşulsuz uyarıcının artık diğer olumlu tepki çıkaran koşulsuz uyarıcının çıkardığı tepkiyi çıkarmaya
başlamasıdır. Yani tam tersi bir tepki çıkarmaya başlamasıdır.
Örneğin kedinize dokunduğunuzda kediniz bundan rahatsız olup saldırganlık ve öfke tepkileri versin (koşulsuz
uyarıcı dokunma ve istenmeyen koşulsuz tepki saldırma, hoşlanmama, öfke) biz bu istenmeyen tepkinin zıttını
çıkarmak istiyoruz yani kediye dokunduğumuzda saldırma ve hoşlanmama tepkisi yerine kedinin hoşlanma
tepkisini göstermesini istiyoruz,Bunun için hoşlanmama tepkisini çıkaran dokunma uyarıcısı ile bu uyarıcının
çıkardığı tepkinin tam zıttını çıkaran et uyarıcı (et kedide hoşlanma tepkisinden olur) ile birlikte vererek. Kedinin
dokunmaya (koşulsuz uyarıcısına) verdiği hoşlanmama tepkisi yerine artık etin (koşulsuz uyarıcı) çıkarmış olduğu
hoşlanma tepkisini verecektir.
Burda kedi kendisi için hangi koşulsuz uyarıcı daha baskınsa o koşulsuz uyarıcının tepkisini göstermeye başlar.
Eğer bu örneği şok ve eti birlikte vererek yapsa idik. şöyle bir süreç işlerdi:
koşullanma öncesi
koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki
Şok———————–korku
et————————-hoşlanma
Koşullanma süreci
koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki
et+şok————– ——(tekrar)—korku
zıt tepki koşullanması sonucunda;
koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki
şok———————–korku’çıkarır
et————————-şok çıkarır
Çünkü burda daha baskın olan koşulsuz uyarıcı şok’tur.
Başka örnek
ilaç içme————mide bulantısı
meyve suyu——–hoşlanma
ilaç+meyve suyu(birlikte tekrar tekrar verme)
Koşullanma sonrası
hangi koşulsuz uyarıcı baskınsa onun tepkisi çıkar
ya ilacı artık içebilecek
ya da meyve suyundan da hoşlanmamaya başlayacak
Karşı koşullama (karşıt koşullama)
Karşı koşullanmada ise bir koşullu uyarıcının (DİKKAT EDİN BURDA KOŞULLU UYARICI..zıt tepkide koşulsuz
uyarıcı idi. Yani burda bir öğrenilmiş bir tepki var. Bu öğrenme tepkisel koşullanma ile oluşur) tam tersi tepkiye
neden olabilecek başka bir koşulsuz uyarıcı ile birlikte verilmesi sonucu istenmeyen tepkiyi çıkaran koşullu
uyarıcının önceki çıkardığı tepkinin tam tersini çıkarmaya başlaması söz konusudur.
karşı koşullama:
koşullanma öncesi
koşullu uyarıcı koşullu tepki
okul ——————– korku
oyun ——————–hoşlanma
koşullanma süreci
koşullu uyarıcı koşullu tepki
okul+oyun(tekrar)———-hoşlanma
okul—————————-hoşlanma
okul önceden korkuya neden olurken şimdi okuldan hoşlanıyor…
burda dikkat edilmesi gereken bir koşullu uyarıcının (okul) çıkardığı tepkinin (korkma) artık tam tersi çıkıyor
(hoşlanma)
Zıt tepkide ise bir koşulsuz uyarıcının (ilaç/hap içme) çıkardığı koşulsuz tepkinin (kusma/mide bulantısı) tam tersi
çıkıyor (hoşlanma)
(Bu açıklamalar hiç bir kpss kitabında mevcut değildir)
İçsel Konuşma, Özel Konuşma, Monolog Farkı
İçsel konuşma (özel konuşma) vygotsky’e ait bir kavramdır. Çocuklar zor bir etkinlikle karşılaştıklarında etkinliği
yaparken etkinlikle ilgili yönergeleri sözlü olarak tekrarlar sonra uygular. bu konuşma tarzı daha sonra 6-7 yaşına
doğru içselleşir. yani içinden konuşur. Örneğin; çocuk kartondan ev yaparken şöyle bir konuşma yapabilir:
önce kartonu şöyle kesecem (sonra bunu gerçekleştirir)
sonra şurdan katlayacağım, sonra bunu şöyle yapıştıracam der.
burda çocuk keni kendini yönlendirir. yani kendi bilişsel gelişimine yardımcı olur.
Piaget iki tür benmerkezci konuşmadan bahseder. ilki “benmerkezci konuşma”dır. Bu durumda çocuk kendi
hakkında konuşur, iletişim çabası yoktur, cevap beklemez, karşısındakinin kendisini dinleyip dinlemediğinin önemi
yoktur.İkincisi “sosyalleşmiş konuşma”dır. Bu konuşma biçiminde çocuk diğerleriyle bir alışverişe teşebbüs eder,
yani kızar, talepte bulunur veya bilgi alır.benmerkezi konuşma seslidir ve bu konuşma yanında birileri varken
gerçekleşir ancak çevresindeki insan ya da insanlarla iletişim kurmadan kendi kendine konuşur.
örneğin oyuncağı ile oynarken ya da her hangi bir etkinlikle uğraşırken yanında birileri varken sesli olarak keni
kenine amaçsız şekilde konuşması…
örneğin; bebeğimin saçı, var kaşları var vb…konuşmalar..
ancak burada bir problemi çözme ya da zor bir etkinliği başarma durumu söz konusu değildir.
14 Kasım, 2009 06:42
Hüseyin Doğan dedi ki…
alışma ve duyarsızlaşmanın farkı
Duyarsızlaşma içten gelen uyarıcıların sürekli algılanması sonucu bu uyarıcılara karşı meydana gelen tepki
gücündeki azalmadır. Alışma ise fiziksel uyarıcılara karşı tepki gücünde meydana gelen tepki gücündeki
azalmadır.
alışma 5 duyu iel ilgili uyarıcaların verilmesine devam edildiği halde tepki gücündeki azalma (örnek sarımsak
kokusu, dayak, sıcaklı, ışık vb) bunların hepsi fiziksel uyarıcılardır.
Duyarsızlaşma ise içten gelen uyarıcıların sürekli verilmesine rağmen bir müddet sonra ise bu uyarıcılara (bunlar
duyusal uyarıcılardır) tepki gücündeki azalmadır. örneğin; çocuk esirgeme yurduna atanan bir öğretmenin ilk
başta çocuklara acıması, senenin sonunda doğru bu acıma duygusunun azalması.