Kpss A Maliye-İktisat-Hukuk-Muhasebe Özet Ders Notları

Kpss A Maliye-İktisat-Hukuk-Muhasebe Özet Ders Notları
Yayınlama: 19.05.2015
Düzenleme: 09.03.2021 15:07
3.619
A+
A-

Kpss A ve Kurum Sınavları İçin Alan Özet Ders Notu  

Kpss A Tüm Ders Notları İçin Tıklayın                       

 ANAYASA HUKUKU

Canlı UZEM, Sınavlara Hazırlık Kursu

21 Anayasası tek yumuşak anayasadır.milli egemenlik ilkesine ilk kez yer verilmiştir.

TC’nin ilk anayasası 1924 anayasasıdır.61 anayasasında yasama yetkisi millet meclisi ve cumhuriyet senatosu arasında paylaştırılmıştır.61 anayasasına göre TC devleti insan haklarına dayalı devlettir.

2010 anayasa değişikliği:

-Çocuklar,yaşlılar,özürlüler,harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malül ve gazilerin her alanda avantajlı olmaları sağlanmaktadır.

-özel hayatın gizliliği(kişisel veriler ancak kanunlarla öngörülen hallerde veya kişilerin açık rızası ile işlenebileceğinden fişlenme olmayacaktır.)

-vatandaşın yutdısına çıkma hürriyeti ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hakim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.

-devlet ;çocuk istismarı,cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.

-aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz hükmü kaldırılmıştır,birden fazla sendikaya üye olunması sağlanmıştır.

-memur ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı sağlanmıştır.

-toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptir.

-idarenin her türlü iş ve eyleminden dolayı haksızlığa uğrayan vatandaşların başvurabileceği kamu denetçiliği kurumu hayata geçirilmiştir.

Kamu başdenetçisi TBMM tarafından gizli oyla 4 yılla seçilir.

-yaş kararları yargı denetimine açılmıştır.

Not: idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.

-memurlara verilen disiplin cezalarına karşı yargı yolu açılmıştır.Memurlara savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.

-savaş hali haricinde asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz.

Anayasa mahk. 17 üyeden kurulur.45 yaşını doldurması kaydıyla ,öğretim üyelerinin profesör ve doçent ünvanını kazanmış,avukatların ise en az 20 yıl fiilen avukatlık yapmış olması gerekir.Anayasa mahk. Üyeleri 12 yıl için seçilirler ve 2 defa anayasa mahk üye seçilemezler.

-Anayasa mahk. Bireysel başvuru hakkı tanınmıştır.

-Anayasa mahk. Siyasi partilere ilişkin başvuru ve davalara,iptal ve itiraz davaları ile yüce divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara genel kurulca bakılır,bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır.

-Anayasa değişikliğinde iptale,siyasi partilerin kapatılmasına veya devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin 2/3 oyçokluğu şarttır.

-HSYK:  mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur.22 asıl ve 12 yedek üyeden oluşur.süresi bitenler yeniden seçilebilir.

Kurul;adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme,atama ve nakletme,geçici yetki verme,yükselme,kadro dağıtma,disiplin cezası verme gibi işlemler yapar.Adalet bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar.

Anayasa mahk. Görev ve yetkileri:

Kanunların,khk’lerin ve TBMM içtüzüğünün anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar.Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından denetler.

Kanunların şekil bakımından denetlenmesi ;son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı ;anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülme şartına uyulup uyulmadığı ile ilgilidir.Şekil bakımından denetleme CB’nca ve TBMM üyelerinin 1/5’i tarafından istenebilir.Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren 10 gün geçtikten sonra şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz.

-Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında hükümete istişari nitelikte görüş bildirmek amacıyla EKOnomik ve Sosyal konsey kurulmuştur.

-Geçici 15. madde yürürlükten kaldırılarak 12 eylül darbesini düzenleyenlere yargı yolu açılmıştır.

-Anayasa değişikliği teklifi 184 vekilin imzası ile başvurusu gerekir.Anayasa değişikliği teklifinin meclis gündemine alındıktan sonra genel kurulda 2 defa görüşülmesi gerekmektedir.Genel kuruldaki 2. görüşme birincisi yapıldıktan 48 saat geçilmeden yapılamaz.(330-367)

ARA SEÇİMLER:Her seçim döneminde yalnız 1 defa yapılır ve genel seçimlerden 30 ay geçmedikçe yapılamaz.Ancak boşalan üyeliklerin sayısı üye tamsayısının %5nı bulduğu hallerde ara seçimlerin 3 ay içinde yapılmasına karar verilir.Genel seçimlere 1 yıl kala %5lık sınır aşılsa dahi ara seçimler yapılamaz.

-TBMM genel seçimlerinden önce adalet,içişleri ve ulaştırma bakanları görevinden çekilir.

CEZAİ SORUMSUZLUK: CB’nın görevi ile ilgili olduğu işlerden dolayı cezai olarak sorumsuz olduğunu ifade eder.Tek istisnası ise CB’nın vatana ihanet suçunu işlemesidir.

FEDERAL DEVLET:ilke olarak uluslar arası yetkileri olmamasına rağmen her biri anayasa,yasama ve yargılama alanında özerkliğe sahiptir.

GENEL OY: seçmenlik sıfatının zenginlik,cinsiyet,ırk gibi herhangi bir unsurla sınırlandırılmadığı seçim sistemidir.

GENSORU: bir siyasi parti grubu adına veya en az 20 vekilin imzasıyla verilir.Hükümetin veya bir bakanın siyasal sorumluluğuna yol açan ve meclis tarafından uzaklaştırılmasına imkan veren denetim mekanizmasıdır.

HUKUK DEVLETİ:yalnızca yönetilenleri değil,koyduğu kurallarla kendini de bağlı gören devlete denir.

İÇTÜZÜK: yasama meclislerinin kendi iç çalışmalarını düzenlemek amacıyla koydukları kurallardır.Resmi gazetede yayımlanması TBMM başkanı tarafından yapılır.

KANUNİ HAKİM GÜVENCESİ:Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamaz.

KARŞI İMZA KURALI:CB’nın tek başına yapacağı işlemler dışındaki tüm kararları başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır ve bunlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur.Buna karşı imza kuralı denir.

MECLİS SORUŞTURMASI:Başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili cezai sorumluluklarının araştırılmasını sağlayan meclis denetim aracıdır.55 üyenin vereceği önerge ile açılabilir.

MEVZUU HUKUK: bir ülkede yetkili makamlar tarafından konulmuş olan ve yürürlükte bulunan hukuk kurallarının tümü.

MİLLETLERARASI ANLAŞMALAR:bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddaasıyla anayasa mahkemesine başvurulamaz.Onaylamak ve yayımlamak yetkisi CB’a aittir.Meclis bu anlaşmayı bir kanunla uygun bulur.

MÜSPET HUKUK:Bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne birden müspet veya pozitif hukuk denir.

PARLEMENTO KARARLARI: TBMM’nin kanun dışında yaptığı bütün işlemlere parlemento kararları denir.ÖRN:içtüzük yapma vedeğiştirme,meclis başkanlığı seçimleri,gensoru kararı gibi..

SOMUT NORM DENETİMİ:mahkemede görülmekte olan bir dava sırasında o davada kullanılacak hukuk normunun taraflarca veya resen mahkeme tarafından anayasaya aykırılığının ileri sürülmesi sonucunda anayasa mahkemesine gönderilmesidir.ŞU şartlar gerekir:

-bakılmakta olan bir dava olması

-davaya bakmakta olan merciin mahkeme olması

-kanun veya khk’nin o davada uygulanacak norm olması

-mahkemenin aykırılık iddaasını ciddi bulması

Bu durumda mahkeme davayı anayasa mahkemesinin vereceği karara kadar geri bırakır.Anayasa mahk.işin kendisine gelmesinden itibaren 5 ay içinde kararını verir ve açıklar.

SOMUT NORM DENETİMİ(İPTAL DAVASI):

Anayasada belirtilen bazı organların bir norm aleyhine anayasa mahk. başvurmalarıdır.Şekil bakımından iptal davasını CB ve 110 vekil açabilirken esas bakımından ise muhalefet ve iktidar partisimeclis grupları da açabilir.Şekil bakımından açılacak iptal davalarında süre 10 gündür.Esas bakımından ise 60 gündür.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ:adli,idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili bağımsız bir yüksek mahkemedir.

YASAMA DOKUNULMAZLIĞI: seçimden önce veya sonra bir suç işlediği sürülen bir milletvekili meclisin kararı olmadıkça tutuklanmaz,sorguya çekilemez ve yargılanamaz.

YASAMA KISINTISI:idarenin yapmış olduğu birtakım işlemlere karşı yargı yolunu kapatan kuralların yasalarda yer alması.

YASAMA SORUMSUZLUĞU: TBMM üyeleri meclis çalışmalarındaki oy verme ve sözlerinden ,mecliste ileri sürdükleri düşüncelerinden sorumlu tutulamazlar.

YSK:7 asil ve 4 yedek üyeden oluşur.6sı yargıtay ve 5 i danıştay genel kurullarınca gizli oyla seçilir.Aldıkları kararlar kesindir ve hiçbir üst merciiye itirazda bulunamaz.

           İDARE HUKUKU

BAKAN:Başbakan tarafından CB’na önerilen ve CBnca atanan hükümetin sorumlu kanadını oluşturan bakanlar kurulu üyesidir.YETKİLERİ:

-devlet tüzel kişiliğini temsil etme

-hiyerarşik amir olma,yönetmelik çıkarma,harcama yapma,idari vesayet makamı olarak dentim yapma

BELEDİYE ENCÜMENİ:stratejik plan ve yıllık çalışma programıyla bütçe ve kesin hesabı inceleyipbelediye meclisine görüş bildirmek

-öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek

-kanunda öngörülen cezaları vermek

-umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek

BELEDİYE MECLİSİ:bütçe ve kesin hesabı kabul etmek

-borçlanmaya karar vermek

-şartlı bağışları kabul etmek

Belediye adına imtiyaz vermek

-fahri hemşerilik payesi ve beratı vermek

*belediye başkanı meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine 10 gün içinde idari yargıya başvurabilir.

DESANTRALİZASYON:Yönetim,yetki ve sorumlulukların belli ölçüde merkezi yönetimden yerel yönetimlere bırakılmasıdır.

DEVLET MEMURU DİSİPLİN CEZALARI:

Uyarma cezası:memura görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olmasının yazı ile bildirilmesi

Kınama cezası:memura görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesi

Aylıktan kesme cezası:aylığının brüt tutarı üzerinden 1/8 ve 1/30 oranında kesinti yapılmasıdır.(toplu şikayet,devlete ait araçları menfaatine kullanma)

Kademe ilerlemesini durdurma cezası:kademe ilerlemesinin 1-3 yıl arası durdurulması(görevde içki içmek,mazeretsiz 3-9 gün gelmemek)

Memurluktan men cezası:mazeretsiz 1 yılda 20 gün gelmemek,siyasi partiye girmek)

DEVLET MEMURLARI YASAKLARI:

Başka görev alma yasağı,ticaretle uğraşma yasağı,siyasi faaliyette bulunma yasağı,toplu hareket etme yasağı,hediye ve çıkar sağlama yasağı,grev yasağı,gizli bilgileri açıklama yasağı,ayrıldığı kuruma karşı görev alma yasağı

DEVLET MEMURU YÜKÜMLÜLÜKLERİ:

Anayasa ve kanunlara saygılı olma,hizmeti bireysel olarak ve kesintisiz yürütme,hizmeti yürütürken tarafsız olma,hiyerarşik amire bağlılık,mal bildiriminde bulunma,işbaşında bilfiil bulunma,kıyafet yönetmeliğine uyma,görev mahalinde ikamet etme,resmi araç ve gereçleri teslim etme

GEÇİCİ İŞGAL:bir bayındırlık hizmetinin görülmesi aşamasında kum,çakıl vb maddelerin hazırlanması veya korunması amacıyla özel mülkiyette bulunan bir taşınmaza idare tarafından geçici el konulmasıdır.

GÖREV GASPI:idarenin görev alanına girmeyen bir konuda karar almasıdır.

İDARİ KARARLARDA SAKATLIK YAPTIRIMLARI:

İDARİ KARARLARDA GERİ ALMA:sakat bir idari kararın askıda geçerliliğine son veren bir uygulamadır.Sakat bir idari kararın,idarenin alacağı başka bir idari kararla hükümsüz hale getirilmesidir.Böylece önceki karar sonraki kararın alındığı tarihten itibaren hukuk aleminden silinmiş olur.

İDARİ KARARLARDA İPTAL:sakat bir idari kararın askıda geçerliliğine son veren bir uygulamadır.Sakat bir idari karar bu karar neticesinde menfaati ihlal edilen kişiler tarafından açılacak bir iptal davası ile görevli yargı organı tarafından iptal edilmek süretiyle hükümsüz sayılacaktır.

İDARİ KARARLARDA YOKLUK HALİ:yoklukla malul olmuş bir idari karar,herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman yargı mercilerince saptanabilir ve idare de her zaman böyle bir kararı geri alabilir.

 

*İDARİ KARARLARIN SONA ERMESİ geri alma,kaldırma,değiştirme,düzeltme,hukuki ve fiili nedenler veya zamanaşımı gibi sebeplerle sona erer.

İDARİ VESAYET:idari ve mali konularla ilgili olarak merkezi yönetimin yerel yönetim kuruluşları üzerindeki gözetim ve denetim hakkı(bu yetki söz konusu kararları uygun bulma,erteleme yada iptal etme şeklinde kullanılabilmektedir.

İSTİMVAL:olağanüstü durumların varlığı halinde idarenin kamu gücünü kullanarak taşınır malları elde etme yetkisi.

KAMU HİZMETİ GÖRÜLME USULLERİ:

MALİ İLTİZAM USULLERİ:idarece kurulmuş bir hizmetin önceden kararlaştırılan bir bedel karşılığında özel bir kişi tarafından yürütülmesidir.

EMANET USULU: kamu hizmetinin kamu kesiminde yer alan tüzel kişilere gördürülme usuludur.

MÜŞTEREK EMANET USULÜ:idare tarafından kurulmuş bulunan bir hizmetin özel kişilere gördürülme usuludur.

İMTİYAZ USULÜ:idarenin özel kişiyle yaptığı sözleşme uyarınca belli bir kamu hizmetinin masrafları,kar ve zararı özel kişiye ait olmak üzere özel bir kişi tarafından işletilmesi.

RUHSAT USULÜ:idarenin tek yanlı olarak vereceği izinle belli bir kamu hizmetini özel bir kişiye gördürme usuludur.

YAP-İŞLET USULÜ

KAMU HİZMETİNİN TEMEL İLKELERİ:süreklilik vedüzenlilik,uyarlanma,bedelsizlik,nesnellik ve eşitlik

KAMULAŞTIRMA:devlet ve kamu tüzel kişilerinin kamu yararının gerektiği hallerde karşılıklarını peşin ödemek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşımaz mallara zorla el koyması.

-köy lehine kamulaştırmada=köy ihtiyar meclisi

-belediye lehine kamulaştırmada=belediye encümeni

-il özel idare lehine kamulaştırmada=il daimi encümeni

-devlet lehne kamulaştırmada=il idare kurulu

-birden fazla ili içine alıyorsa=bakanlar kurulu

KANUNSUZ EMİR:kamu hizmetinde herhangi bir sıfat veya suretle çalışmakta olan kimsenin üstünden almış olduğu emrin anayasa,kanun,tüzük veya yönetmelik hükümlerine aykırı olması halinde bu aykırılığı emri verene bildirmesi ve verilen emri yerine getirmemesini ifade eder.

 

KUSURSUZ SORUMLULUK:idare kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.2 kısımda değerlendirilir.Tehlike ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi

Tehlike ilkesinde;(sebebi belli olmaksızın patlayan cephanelikten kaynaklanan sorumluluk,paraşütle atlama sırasında uçağın çarpmasıyla ölen askerin durumu

Fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinde;(köprü yapımı nedeniyle yol düzeyinin altında kalan bina sahibine tazminat ödenmesi)

LİYAKAT:memurluğa girmede sınıflar arası ilerlemede yetenek esasına dayanarak memurların güvenceye sahip olmaları.

TAHSİS:devletin özel mülkiyetindeki bir malın orta malı veya hizmet malı haline getirilmesi veya bir kamusal malın ,bir kamusal mal kümesinden diğerine geçirilmesi işlemidir.

VALİ:il idaresinin başı olan vali;ilde devletin ,hükümetin ve ayrı ayrı tüm bakanlıkların temsilcisidir.Valiler içişleri bakanının önerisi,bakanlar kurulu kararı ve CB onayıyla atanırlar ve aynı usulle de geri alınabilirler.

YEREL YÖNETİM:idari hizmetlerin özerk yapıya sahip yerel organlara bırakıldığı yönetim sistemidir.

YETKİ GASPI:idare adına irade açıklamaya yetkisi olmadığı halde ,idare içinde yer alıp işlem yapan bir kişinin yaptığı işlem.

YETKİ GENİŞLİĞİ:merkezi idarenin taşra örgütünde  görevli amirlerine belli konularda merkeze danışmadan ,merkez adına karar alabilme yetkisi veren uygulamadır.

YETKİ TECAVÜZÜ:bir idari mercii veya kamu görevlisinin idare adına irade açıklamaya ve işlem tesis etmeye yetkili olmakla birlikte başka bir idari mercii veya kamu görevlisinin görev alanına giren bir konuda karar alması durumunda ortaya çıkar.

YETKİ PARALELLİĞİ:bir idari işlemi yapmış ya da bir idari kararı almış olan idare makamı veya organı aksine bir hüküm bulunmadıkça o idari işlemi ya da kararı değiştirmeye ve kaldırmaya da yetkilidir.

DANIŞTAY:idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.Davaları görmek,başbakan ve bakanlar kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında görüş bildirmek,tüzük tasarılarını incelemek gibi görevleri vardır.

DERDESTLİK:tarafları,konusu ve nedeni aynı olan 2 davanın ayrı mahkemelerde açılması durumunda mahkemelerin vermiş olduğu kararlar.

İDARİ DAVA AÇMA SÜRESİ:danıştay ve idari mahkemelerde 60 gün,vergi mahkemelernde 30 gündür.

İPTAL-TAM YARGI DAVASI KARŞILAŞTIRILMASI:

-Tam yargı davası açılabilmesi için hakkın ihlali şarttır;ancak iptal davasında ilişkinin varlığı yeterlidir.

-Tam yargı davasının sonucundan davanın tarafları yararlanırken ,iptal davasının sonuçlarından kararla ilgisi olan herkes yararlanır.

-Tam yargı davasının konusu idari işlem,eylem ve sözleşmelerden oluştuğu halde,iptal davasına sadece idari işlemler  konu olabilir.

-Tam yargı davasında bir hakkın yerine getirilmesi,saldırının durdurulması veya zararın giderilmesi istenebilirken;iptal davasında yalnızca idari işlemin iptali istenebilir.

-Tam yargı davasında hak ihlalinden dolayı idarenin bir edimde bulunması gerekip gerekmediğine karar verilirken iptal davasında hukuka aykırı işlemin varlığı tespit edilir.

İTİRAZ:idare ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verdikleri nihai kararlara karşı mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine başvuru.

KARARIN BOZULMASI:temyiz incelemesi sonunda danıştay;görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,hukuka aykırı karar verilmesi,usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.

TAM YARGI DAVASI: idari işlem ve eylemlerinden dolayı hakları ihlal edilenlerin açtıkları ve idari sözleşmelerden doğan davalardır.

TEMYİZ:danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin kurul halinde vermiş oldukları nihai kararlarına karşı Danıştay’a yapılan başvurudur.

*yargılamanın yenilenmesi süresi genel anlamda 60 gündür.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI:danıştay veya idari mahkemeler ,idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek YD’NA karar verebilir.Yürütmenin durdurulması kararları genel olarak teminat karşılığı verilir.

                               BORÇLAR HUKUKU

ADİ YAZILI ŞEKİL ŞARTINA BAĞLI SÖZLEŞMELER:ibra,tecdit,bağışlama,kefalet,şufa,alacağın temliki sözleşmeleri

AHDE VEFA İLKESİ:sözleşme ile borç altına giren kişi sonradan şartlarda meydana gelen değişiklikler ne kadar ağır olursa olsun,borcunu sözleşmeye uygun olarak yerine getirmek zorundadır.

ALACAKLININ TEMERRÜDÜ:Bir borcun sözleşmenin şartlarına uygun olarak ifa edilmesine karşın ,alacaklının borcu kabul etmemekte direnmesi.

ARİYET SÖZLEŞMESİ:bir şeyin belli bir süreyle bedava kullanılmasının karşı tarafa bırakılmasıdır,ancak tüketilen eşyalar konu olamaz.Zira ariyet alan bu şeyi belli bir süre sonunda ariyet verene aynen iade ile yükümlüdür.

GABİN/AŞIRI YARARLANMA:karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmelerde bir tarafın edimi ile diğer tarafın edimi arasında aşırı nispetsizlik bulunması.Gabin kişinin zor durumda kalmasından,düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden de kaynaklanabilir.

BAĞIŞ SÖZLEŞMESİ:Bir kimsenin bir malının mülkiyetini,karşılık beklemeksizin karşı tarafa devretmesi veya devretmeyi taahhüt etmesidir.Tek tarafa borç yükleyen kazandırıcı bir hukuki işlemdir.

BAĞLANMA PARASI/PEY AKÇESİ:sözleşmenin yapıldığına delil olmak üzere taraflardan birinin diğer tarafa verdiği bir miktar meblağ.

BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ:ifası mümkün olan muaccel bir borcun borçlu tarafından gerekn zamanda yerine getirilmemesidir.(borç muaccel olmalı,alacaklı tarafından borçluya ihtarda bulunulmalı,hakim tarafından bir süre verilmelidir.)

BUTLAN:belli bir sakatlık sebebiyle baştan itibaren kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayan ve geçerli hale getirilemeyen işlemler.Butlanı sadece taraflar değil,yararı olan 3. kişiler de ileri sürebilir.Hakim de resen dikkate alabilir.(ehliyetsizlik,şekle aykırılık,muvazaa,hukuki işlemin konusunun ahlaka aykırı olması gibi)

CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ:iki kimsenin para mal ve diğer hususlardan dolayı birbirlerinde var olan alacaklarını,ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip,bunları hesaba dökerek çıkacak bakiyeyi isteyeceklerine ilişkin yaptıkları sözleşmeye denir.zamanaşımı 5 yıldır.

CEZAİ ŞART:borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun alacaklıya karşı yerine getirmeyi taahhüt ettiği edim.

EKSİK BORÇ:dava ve talep hakkı bulunmayan ancak ifa olunabilen borçlar.Ortada borç vardır ve ifa edilirse de geçerlidir.(kumar ve bahis borçları,evlenme tellalliği,zamanaşımına uğramış borçlar,ahlaki görevden doğan borçlar,hukuka ve ahlaka aykırı sözleşmelere dayanan borçlar)

EMPREVİZYON NAZARİYESİ:bir sözleşme yapıldıktan sonra sözleşmenin hükümleri yerine getirilirken önceden öngörülmeyen olağanüstü bir durumun ortaya çıkması durumunda hakim tarafından sözleşmenin hükümlerinde değişikliğe karar verilmesi.

GÖTÜRÜLECEK BORÇ:borç alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ifa edilecekse götürülecek,borcun doğumu anında borçlunun ikametgahında ifa edilecekse aranacak borç olarak ifade edilir.

HAKSIZ FİİL:hukuka aykırı surette gerçekleştirilen fiillere denir.(hukuka aykırılık,kusur,zarar,nedensellik bağı)

HİLE:bir kimsenin bir sözleşmeyi yapması sırasında bizzat yada 3. şahıs tarafından aldatılmasıdır.

HİZMET SÖZLEŞMESİ:işçinin işverene karşı işgörmeyi ve işverenin de ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme.

İBRA:herhangi bir borç alacak ilişkisinde alacaklının alacaklarından vazgeçmesi sonucu borçlunun borcunun ortadan kalkması.

İCAP:akit yapma arzusunda olan bir kimsenin diğer bir kimseye bu maksatla yaptığı öneriye,davete denir.Bir beyanın icap olabilmesi için:

-icap karşı tarafa yönetilmiş olmalıdır

-icap sözleşmenin bütün esaslı noktalarını kapsamalıdır.

-icabı yapan,icabıyla bağlı kalmak niyetinde olmalıdır.

Sözleşme yapma çağrısı yukarıdaki unsurları kapsamıyorsa yapılan beyan icaba davettir.(tanıtım ve reklam filmleri,bedel konmaksızın mal teşhir edilmesi örnek olarak gösterilebilir.)

İFA:para borçları,ödeme zamanında alacaklının ikametgahında

-parça borçları sözleşme yapılırken o şeyin bulunduğu yerde

-diğer tüm borçlar borcun doğumu anında borçlunun oturduğu yerde ifa olunur.

İKALE SÖZLEŞMESİ:Tarafların aralarındaki sözleşme ilişkisini sona erdirmek amacıyla yeni bir sözleşme yaparak karşılıklı olarak alacak ve borçlarından vazgeçmeleridir.

İNFİSAHİ/BOZUCU ŞART:gerçekleşmesi ile alacaklı ve borçlu arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren şart.

İRaDE FESADI HALLERİ:sözleşmenin yapılması sırasında istenmeyerek meydana gelen ve sözleşmenin feshedilmesi sonucunu doğuran haller.Bu işlemler topaldır yani tek taraflı bağlamazlık ile sonuçlanmıştır.(hata,hile,ikrah)

İSTİRDAT DAVASI:haksız iktisap teşkil eden işlemler sonucunda malvarlıklarında azalma meydana gelen kişilere,verdikleri şeyleri geri alabilme hakkı tanıyan davadır.Alacak hakkına dayanan şahsi bir haktır.Eksik borçlarda istirdat davası açılamaz.

KONKORDATO:elinde olmayan sebeplerden dolayı işleri iyi gitmeyen ve ekonomik şartların sonucu olarak iflasın eşiğine gelen borçlunun iflas etmemesi için son bir fırsat olarak nitelendirilen bir müessese olup borçlunun ,borcunun bir kısmını ödeyebileceğini taahhüt ederek alacaklılarıyla anlaşmasıdır.

KURTULUŞ BEYYİNESİ: borçlunun borcun yerine getirilmesinde kendisinin bir kusuru olmadığını yani borcun yerine getirilmemesinin olağanüstü haller ve mücbir sebeplerden kaynaklandığını bildirmesidir.

KUSURSUZ SORUMLULUK:haksız fiilde kusuru olmadığı halde sorumlu olma durumdur.(istihdam edenin,bina ve yapı malikinin,hayvan idare edenin,motorlu araç işletenin,aile başkanının,gayrimenkul malikinin ve yardımcı şahsın fiillerinden sorumluluk)

MENFİ ZARAR:sözleşmenin geçerli olmamasından dolayı doğan zarardır.Sözleşme söz konusu olmasaydı uğranılmayacak olan zarardır.

MUNZAM ZARAR:Gecikme faizinin alacaklının zararını karşılamadığı durumlarda ilave olarak borçludan istenen miktardır.Ancak borçlu kusursuz olduğunu ispatlarsa bunu ödemekten kurtulabilir.

MUVAZAA:tarafların 3. kişileri aldatmak amacıyla kasten beyan ettikleri iradeleri ile gerçek iradeleri arasında ortaya çıkan uygunsuzluğa denir.

MÜECCEL BORÇ:borç sözleşmelerinde ifa zamanı henüz gelmemiş olan borçlar

MÜSPET ZARAR:sözleşmenin ifa edilmemiş olmasından dolayı ortaya çıkan zarar.

MÜTESELSİL ALACAK:borcun tamamını alacaklılardan her biri talep etme hakkına sahipse söz konusudur.

MÜTESELSİL BORÇLULUK:borçlulardan her birinin sözleşme veya yasa gereği borcun tamamından sorumlu olduğu fakat borçlulardan birinin ifası ile diğerlerinin de borçtan kurtulduğu ifa halidir.

NİSPİLİK İLKESİ:borç ilişkisinden doğan alacak ve borçların sadece bu ilişkinin taraflarını ilgilendirmesidir.

ÖDEMEZLİK DEFİ:bir borç ilişkisi 2 tarafa da borç yüklüyorsa kural olarak her 2 tarafın da aynı anda ifa etmesi gerekir.Karşı borcun ifası için başvuran tarafın öncelikle kendi üzerine düşen edimi yerine getirmiş olması gerekir.Şayet bunu yapmadan ifa talep ederse bu durumda borçlu önce kendisinin ödeme yapması gerektiğini aksi halde borcu ödemek zorunda olmadığını öne sürmesidir.

SAİK HATASI:kişinin beyanda bulunurken yaptığı değerlendirmeler ve tahminlerde yanılmasıdır.

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME:bir kişinin malvarlığında haklı bir neden olmaksızın bir diğer kişinin malvarlığı aleyhine meydana gelen çoğalma.Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun doğabilmesi için zenginleşme,fakirleşme,nedensellik bağı ve haklı bir sebep bulunmamalıdır.

SEÇİMLİK BORÇ:borç birden fazla şeylerin verilmesine,yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin ise ve borçlu bunlardan birini ifa ederek borçtan kurtuluyorsa bu borçlara denir.

SEMEN:alıcının satın aldığı şeye karşılık satıcıya ödemeyi taahhüt ettiği para.

SÖZLEŞME YAPMA VAADİ/ÖN SÖZLEŞME:taraflardan birine veya her ikisine ileride bir sözleşmenin yapılması mecburiyetini yükleyen sözleşmeler.

TAHKİM SÖZLEŞMESİ:iki taraf arasında çıkan anlaşmazlıkta tarafların kendi aralarında anlaşmazlığın çözümü için hakem ve hakemlere müracaat edeceklerine ilşkin anlaşma.

TAKAS:iki kişi arasındaki aynı cinsten karşılıklı borçların bunlardan birinin tek taraflı beyanıyla sona erdirilmesi.

TAM TESELSÜL-EKSİK TESELSÜL:tam teselsül aynı zarara ortak kusurlarıyla sebebiyet veren birden fazla kişinin sorumluluğunda söz konusu olduğu halde,eksik teselsül aynı zarardan dolayı birden fazla kişinin değişik hukuksal nedenlerle sorumlu tutulmasında söz konusu olabilir.

TECDİT/YENİLEME:tarafların anlaşmasıyla eski bir borcun,yeni bir borç tesis edilmek suretiyle sona erdirilmesidir.

TRAMPA SÖZLEŞMESİ:Bir hak veya bir malın başka bir hak veya mal ile değiştirilmesini amaçlayan anlaşmalar.

YANILMA/HATA:sözleşmenin taraflarından birinin yanılarak gerçek iradesine uymayan bir beyanda bulunmasıdır.Hataya düşenin sözleşmeyi feshedebilmesi için yapılan sözleşme esaslı hataya maruz kalmalıdır.(sözleşmenin niteliğinde,sözleşmenin konusunda,şahısta,yüklenilen miktarda,sözleşmenin lüzumlu niteliklerinde hata)

VEDİA SÖZLEŞMESİ:vedia verenin verdiği menkul bir malı,vedia alanın kabul etmesi ve bunu emin bir yerde muhafaza etmesi ve istenildiğinde de onu aynen vedia verene iade etmeyi borçlanmasıdır.

ZİHNİ KAYIT:Bir kimsenin gerçekte arzu etmediği bir hukuki işlemi yapmasıdır.(örn;kiracıya yılsonunda sözleşmesinin feshedileceğini bildiren ev sahibinin asıl amacı kiraya önemli artış yapmak iken bu iradesini fesih olarak açıklar.)

DEFİ VE İTİRAZ:borçlunun alacaklının hakkının doğmadığını veya artık mevcut olmadığını ileri sürmesine İTİRAZ denir.Borçlunun alacaklının hakkını kabul etmekle birlikte ,özel nedenlerle bu hakkın dava yoluyla istenemeyeceğini öne sürmesine ise DEFİ denir.(itirazları hakim resen dikkate alır.)

                                         MEDENİ HUKUK

AYNİ HAK:maddi mallar üzerinde sahibine en geniş yetkiler veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.

DERNEK:kazanç paylaşımı dışında ortak bir gayeyi gerçekleştirmek amacıyla en az 7 gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulur.

FİİL EHLİYETİ:davranışlarının sonuçlarını idrak eden ,iradesiyle serbestçe karar veren ve verdiği karara uygun olarak davrandığı kabul edilen makul kişilere tanınan ehliyettir(mümeyyiz olmamak/temyiz kudretine sahip olmak,reşit olmak,mahcur olmamak)

SINIRLI EHLİYETLİLER:evli kişiler ve mahkemece kendine yasal danışman atanmış kişiler

GAİPLİK:ölüm tehlikesi içinde kaybolan ve çoktan beri haber alınamayan kişinin ölümü muhtemel görünürse,hakim tarafından mahkemeye başvuruyu takip eden 6 ay geçtikten sonra gaiplik kararı verilir.Gaiplik kararının verilebilmesi için ölümüne muhtemel gözle bakılmada 1 yıl,uzun süre haber alamama durumunda 5 yıl geçmesi gerekir.Gaibin mirası hemen paylaşılmaz.Ölümüne muhtemel bakışta 5 yıl ,uzun süre haber alınamama durumunda 15 yıl geçmesiyle kesin olarak miras kazanılmış olur.

GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ:hem noterlerce hem de tapu sicil müdürlerince düzenlenen ve gayrimenkulun satışının taahhüt edildiği sözleşmelerdir.

*hakimin takdir hakkında ortada bir hukuk boşluğu olmadığı halde,Hukuk yaratmada var olan hukuksal boşluğu tamamlama amaçlanır.

HUKUK BOŞLUĞU:yasada mevcut duruma uygulanabilir bir kuralın bulunmaması halinde örf ve adet hukukundan da yararlanılamıyorsa ortaya çıkan durum.

HUKUKİ TAĞYİR:kendisine ait olmayan menkul eşya üzerinde bazı işlemlerde bulunarak,niteliğinin değiştirilmesi suretiyle bir mala sahip olunmasıdır.Değiştiren kişi iyiniyetli ise ve bu değişiklik için harcanan emek eşyanın asıl değerinden fazla ise,meydana gelen yeni şey hukuki tağyir yapanın olur.

İHRAZ:sahipsiz veya sahibi tarafından terk edilmiş menkul eşyaların mülkiyetinin tek taraflı el koyma veya zilyetliğinin alınması suretiyle aslen kazanılması.

İHTİRA BERATI:sanayide yeni bir buluş yapan kişiye,belli süreyle bundan ancak kendisinin veya mirasçılarının yararlanmasını sağlayan haklardır.

İNTİFA HAKKI:hak sahibine hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma,yönetme,kullanma ve ondan yararlanma yetkilerini veren hak.

İPOTEK:bir alacağın teminatı olarak bir gayrimenkulun karşılık gösterilmesi.

İRTİFAK HAKLARI:sahiplerine sadece kulanma veya yararlanma ya da hem kullanma hem de yararlanma yetkilerini veren ayni haklardır.

AYNİ İRTİFAK HAKLARI:herhangi bir şahıs söz konusu olmaksızın bir gayrimenkul malikinin lehine,diğer gayrimenkul malikinin aleyhine olmak üzere kurulan irtifak haklarıdır.(geçit hakkı)

ŞAHSİ İRTİFAK HAKLARI:bir kimse lehine ve o kimsennin gayrimenkulunun maliki olup olmadığına bakılmaksızın kurulan irtifak haklarıdır.(intifa ve sükna hakkı)

İSTİHKAK DAVASI:malikin elinden rızası olmaksızın çıkan şeyin malike geri verilmesini talep etmek için açtığı davadır.Bu dava zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir.

İŞTİRA HAKKI:hak sahibine istediği zamanda bir şeyin malikinden o şeyin mülkiyetinin,kararlaştırılan bedel karşılığında devrini isteme yetkisi veren haktır.

İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET:birden çok kişinin,her birinin payları belirlenmiş olmaksızın bir malın tamamı üzerinde mülkiyet sahibi olmaları.

*BİR KİŞİ O ANA KADAR YAPMIŞ OLDUĞU MASRAFLARI İYİNİYETLİ YADA KÖTÜNİYETLİ OLMASINA GÖRE TALEP EDEBİLECEKTİR:

-iyiniyetli ise zaruri ve faydalı masrafları talep edebilecektir.

-kötüniyetli ise zaruri masrafları talep eder,faydalı masrafları talep edemez.

İZALE-İ ŞUYU:müşterek mülkiyette mülkiyetin taksim yoluyla sona erdirilmesidir.

KURAL İÇİ BOŞLUK:kanun koyucu tarafından istenmiş ve bilinçli olarak bırakılmış boşluklardır.

KURAL DIŞI BOŞLUKLAR:iradi olmayarak meydana gelen yani kanunun düzenlemesi gerektiği halde düzenlememiş olan hususlarda kanun boşlukları söz konusu olur.

KAYNAK HAKKI:başkasına ait taşınmazdaki bir su kaynağından su almak,kendi arazisine su akıtmak hususunda tesis edilen bir irtifak hakkıdır.

KAYYUM:kanunda belirtilen durumlarda bir malı yönetmek üzere hakim tarafından görvlendirilen kişiler.

KAZAİ RÜŞT:mümeyyiz küçüğün mahkeme kararıyla rüştüne karar verilmesidir.(15 yaşını bitirmiş olmalı,küçüğün bizzat talebi,ana ve babasının muvafakati,küçüğün menfaati)

LÜKATA:malikin mülkiyeti terk etmek isteği olmaksızın ,iradesi dışında zilyetliğini kaybettiği eşya.

MAMELEK HAKKI:para ile ölçülebilen hak ve borçların tümü.

MENKUL DAVASI:zilyetlikten zilyedin iradesi dışında çıkmış olan veya çıkış şekli ne olursa olsun zilyetliği kötü niyetle kazanmış olan menkullerin önceki iyiniyetli zilyedine geri verilmesini sağlayan davadır.(tapuya kayıtlı olmayan taşınmaz için de açılabilir.)

MÜŞTEREK MÜLKİYET: bir mal üzerindeki mülkiyetin belirli orandaki bölümlerinin farklı kişiler arasında paylaşılmış olması durumu.

OBJEKTİF İYİNİYET/DÜRÜSTLÜK KURALI:bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi.

ÖNALIM HAKKI:taşınmazı maliki tarafından bir 3. şahsa satılması durumunda sözleşmenin tarafı olan kişiye satış şartlarına uymak koşuluyla o taşınmazı öncelikle satın alma yetkisi veren haktır.

SUBJEKTİF İYİNİYET:bir hakkın geçerli surette kazanılmasına engel olan herhangi bir hususun ,hakkı kazanacak olan kimse tarafından bilinmemesidir.

ÜST HAKKI:hak sahibine bir başkasına ait bir taşınmazda inşaat yapmak veya daha önce yapılmış olan bir inşaatı yerinde bırakmak yetkisi veren haktır.Bağımsız ve sürekli nitelikte ise hak sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilir.En az 30 yıl için kurulan üst hakkı sürekli niteliktedir.

ZİLYETLİK:bir eşyayı iktisadi gayesine uygun olarak kullanmak ve ondan faydalanmak için maddi ve hukuki fiilleri icra etme ve eşya üzerinde fiili kudret kurma.

                                     TİCARET HUKUKU

ACENTE:bir sözleşmeye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimi bir şekilde ticari işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi meslek edinen kimseler.(bağımsız tacir yardımcısıdır)

ALAMETİ FARİKA: imal edilen mallar için saptanan işaret,yapımcıların ya da satıcıların mallarını başka mallardan ve rakip firmalardan ayırmak için kullandıkları markalar.

HAKSIZZ REKABET:aldatıcı hareket veya iyiniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle ekonomik rekabetin her türlü suistimali.Şu davalar açılır:tespit davası,haksız rekabetin meni davası,eski hale iade,maddi ve manevi tazminat davası)

İHTİRA BERATI:ticari değeri olan yeni bir şey bulana,bir yenilik ortaya atana bulduğu şeyden belli bir süre yalnız kendisinin yararlanmasını sağlamak için devletçe verilen belge.

İLTİBAS:başkasının haklı olarak kullandığı unvan,marka gibi tanıtma araçları kullanmak ve karışıklığa neden olan malları satışa sürmek.(puma yerine pama gibi)

İŞLETME ADI:ticaret mahalli olarak bizzat işletmeyi tanıtmaya ve benzer işletmelerden ayırmaya yarayan addır.(ör;hilton oteli)Tescil edilen işletme adı sicil dairesinde korunur,tescil edilmeyen ise haksız rekabet hukümlerince korunur.

KOMİSYONCU:ücret karşılığında kendi adına ve müvekkili hesabına kıymetli evrak ve menkul eşya alım satımını yürüten kişi.

LİSANS SÖZLEŞMESİ:bir fikri veya sınai hakkın sahibi tarafından belli bir süre ve ücret karşılığında kullanılmasının bir başkasına devredilmesini sağlayansözleşmeler.

MARKA:üretilen veya satışa çıkarılan her türlü malı başkalarınınkınden ayırt etmek için mal veya ambalaj üzerine konulan işaretler.Ülke çapında ve tescil tarihinden itibaren 10 yıl süreyle korunur.

 

MUTLAK TİCARİ DAVALAR:*TTK’da düzenlenen hususlardan doğan davalar

*patent ve markalarla ilgili davalar

*bankalar ve ödünç para verme işleri kanunlarında düzenlenen hususlardan doğan davalar

*iflas davaları

*yayın sözleşmesinden doğan davalar

SEYYAR TÜCCAR MEMURU:bir müesssesenin merkezinin dışında müessese adına işlemlerde bulunan temsilci.

TACİR:bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimse.

TACİR OLMANIN SONUÇLARI:iflasa tabi olma,tescil zorunluluğu,defter tutma,basiretli davranma,tacirler ihbar ve ihtarlarını noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü mektupla ya da telgrafla yapmak zorundadır.

TELLAL:taraflardan hiçbirisine tabi olmaksızın ücret karşılığında ticari işlere ilişkin sözleşmelerin akdi hususunda taraflar arasında aracılığın meslek edinilmesi.

TESELSÜL:alacaklının,birden fazla borçlu olması halinde borçlulardan herhangi birini borcun tamamı için takip edebilmesi.

TESELSÜL KARİNESİ:ticari nitelik taşıyan borç ilişkilerinde borcun kural olarak müteselsil nitelik arz etmesidir.

TİCARİ İŞ: bir ticarethane,fabrika yahut ticari şekilde işletilen bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele,fiil ve işler.

TİCARİ İŞLETME:devamlılık ve kazanç sağlamak amacıyla,esnaf işletmesi sınırını aşan müesseselerdir.

TİCARİ MÜMESSİL:ticari işletme sahibi tarafından işleri idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekil sıfatıyla imza atmak üzere açık veya zımni olarak kendisine izin verilen kimsedir.

ALONJ:kambiyo senetlerinde yer kalmadığı zaman senet üzerine yapılacak işlemleri göstermek için senede eklenen kağıt parçası.

AÇIK POLİÇE:tamamen doldurulmadan yani unsurların tamamı yer almaksızın tedavüle çıkarılan poliçe.En azından keşidecinin imzası olmalıdır.

AVAL:poliçe ile yükümlülük altına girmiş kimseler lehine bir tür kefalettir.Poliçe üzerine keşideci ve muhataptan başkasının imza atması aval sayılır.

BONO: borçlunun senette alacaklı olarak görülen kimseye karşı senetle gösterilen alacağı vadesinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kıymetli evrak.ZORUNLU UNSURLAR:

*bono kelimesi,kayıtsız şartsız ödeme vaadi,lehdarın adı,bonoyu düzenleyenin imzası,ihdas günü,

BEYAZ CİRO:cironun kime yapıldığı belli olmayan ,sadec ciroyu yapan kişinin imzasının bulunduğu ya da imzasıyla birlikte ‘ödeyiniz’ibaresinin yapıldığı ödeme şekli.Geçerliliği için ciro ya senedin arka yüzüne ya da alonja yapılmalıdır,ön yüzüne yapılırsa aval olur.

BEYAZ POLİÇE:keşidecinin beyaz bir kağıda imza atarak lehdara vermesi ve lehdarınkendisine verilen talimat uyarınca doldurması sonucunda oluşan poliçe.

CİRO:emre yazılı bir senetteki hakkın devri veya tahsili yahut rehnedilmesi amacıyla yapılan yazılı beyan.

ÇEK:kanunen emre yazzılı senet olan,ödeme aracı niteliği olan ve muhatabın banka olduğu senetlerdir.ZORUNLULAR:çek kelimesi,kayıtsız şartsız bir bedelin ödeneceği,muhatap banka adı,keşide günü ve keşidecinin imzası

*emre yazılı çekler ‘ciro ve teslimle’;nama yazılı çekler’alacağın temliki ve teslimle’;hamiline yazılıda ise ‘yalnızca teslimle’devredilebilir.

EUROBOND:tahvili çıkaran ülkenin dışında diğer ülkelere satılmak üzere çıkartılan tahviller.

KAMBİYO SENETLERİ:alacak hakkının senetle beraber doğduğu,kanunen emre yazılı senet niteliği bulunan ve kendine has şekil şartları bulunan senetlerdir.

KATILMA İNTİFA SENEDİ:nakit karşılığı satılmak üzere anonim ortaklıklar tarafından çıkartılan ve sahibine ortaklık hakkı vermeksizin kar payı,tasfiye payı ve yeni paylar edinmede rüçhan hakkı vb birtakım imkanlardan yararlanma hakkı tanıyan menkul kıymetlerdir.

KIYMETLİ EVRAK:hakkın senetten ayrı olarak değerlendirilemediği,senet üzerindeki hakkın devredilmesi için senedin de devir ve teslim edilmesi gereken evraklardır.

MÜRACAAT BORÇLULARI:keşideci,cirantalar,bunlara aval veren kimseler ve araya girmek suretiyle kabul eden kişilerdir.

MÜRACAAT HAKKI:senedin kabul edilmemesi,zamanında ve havaleye uygun olarak ödenmemesi ve vadede ödeneceği hususunda şüphe doğması hallerinde sorumlu kişilere başvurma hakkı.

POLİÇE:üçlü bir ilişkiye dayanan havale mahiyetindeki kredi aracı niteliğine sahip ticari senetlerdir.ZORUNLU UNSURLAR:poliçe kelimesi,ödeme emri,muhatabın adı ve soyadı,lehdarın adı,keşide tarihi,keşidecinin imzası

PROTESTO:hamile müracaat hakkını kullanma imkanı veren olayların tespitini sağlayan resmi bir vesikadır.

RETRET:muhatabın poliçeyi ödememesi halinde hamil,protesto çekip müracaat borçlularına başvurmak yerine kendine karşı sorumlu olan şahıslardan biri üzerine yeni bir poliçe düzenleyebilir.Bu yeni poliçeye denir.

TASARRUF BONOSU:hazine yada kamu kuruluşları tarafından belli bir tarihte geri ödenmek koşuluyla halka satılan bonolardır.

 

                             ŞİRKETLER HUKUKU

ADİ KOMANDİT ŞİRKET:ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortakların sorumluluğu belli bir sermayeyle sınırlandırılmış olan şirkettir.

ADİ ŞİRKET:ortak bir amaca ulaşmak için mal veya emeklerini birleştirip biraraya gelen kişilerin kurduğu,ancak diğer şirket türlerinin ayırıcı özelliklerini taşımayan şirket.

ANONİM ŞİRKET:kanunen yasaklanmamış her türlü iktisadi amaçla kurulmuş muayyen miktarda ve paylara bölünmüş bir esas sermayesi bulunup borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu olan şirkettir.

HUZUR HAKKI:Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine her toplantı günü için verilen ücret

İLMÜHABER:anonim ortaklıklarda henüz düzenlenmemiş pay senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılmış senetlerdir.

İHRAÇ PRİMLİ TAHVİL:itibari değerinden daha düşük bir değerle satılan tahviller.

İNTİFA SENEDİ:a.ş tarafından çıkartılan ortaklığı belirtmeyen ancak sahiplerine kardan pay almak,tasfiyeye katılmak gibi sınırlı haklar sağlayan senetlerdir.

İTFA PRİMLİ TAHVİL:itibari değerinden daha yüksek bir değerle para iadesine hak kazandıran tahvillerdir.

KAPİTALİZASYON:herhangi bir işletmenin birikmiş yedek akçe ve karının sermaye artırımında kullanılması.

KOLLEKTİF ŞİRKET:ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında ve tüzel kişi olarak işletmek amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklardan hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirkettir.

*kollektif şirkette şirket alacaklıları önce şirkete,bu yetmezse ortaklara başvurur.

MURAHHAS MÜDÜR:A.Ş’lerde temsil ve idare yetkisi,şirkette pay sahibi olmayan 3. bir kişiye verilmişse bu kişiye denir.Murahhas müdür şirketi tek başına yönetmeye haiz değildir.Yönetim kurulundan en az bir üyeye daha temsil yetkisi verilmelidir.

MURAHHAS ÜYE:genel kurul veya yönetim kurulunun,esas sözleşmeden aldığı yetkiye dayanarak yönetim kurulu üyelerinden birine veya birkaçına temsil ve idare yetkisini bıraktığı hallerde o yönetim kurulu üyesi ya da üyelerine denir.

RÜÇHAN HAKKI:herkesten önce satın alma hakkını ifade eder.A.Ş’lerde ihraç edilen hisse senetlerinin öncelikle kendi hissedarlarının satın alması hakkının varlığını belirtmektedir.

TAHVİL:A.Ş’lerin ödünç para bulmak amacıyla itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleridir.(1-7yıl)

ULTRA VİRES KURALI:bu ilkeye göre şirketlerin hak ve fiil ehliyetlerinin sınırları amaca ve konuya göre belirlenir ve bu sınırlar kesindir.Başka bir ifadeyle şirket,amaca ve konu dışında hak sahibi olamaz ve borç altına giremez.

                                        İŞ HUKUKU

ARA DİNLENMESİ:günlük çalışma süresi içinde işçilere ara dinlenmesi verilmesi zorunludur.

*4 saat ve daha kısa süreli işlerde 15dk,

*4 saatten fazla ve 7,5 saate kadar süreli işlerde 30 dk

*7,5 saatten fazla süreli işlerde 1 saat

BİLDİRİMLİ FESİH:sadece belirsiz süreli iş sözleşmelerinde söz konusudur.İşçilerin işyerindeki çalışma süreleri ile orantılı olarak iş sözleşmesi feshedildikten sonra belli bir süre daha çalışmalarını öngören sona erme şeklidir.

*0-6 ayda 2hafta sonra

*6-1,5 yıl arasında ise 4 hafta sonra

*1,5-3 yıl arasında ise 6 hafta sonra

*3 yıldan fazlaysa işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından itibaren 8 hafta sonra feshedilmiş sayılır.

NOT:iş kanununa göre 30 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az 6 ay kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi işveren tarafından işçinin yeterliliği,davranışları yada işletmenin,işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli sebeplerle feshedilir.

NOT:haftalık çalışma süresi en çok 45 saattir.Günlük çalışma süresi 11 saati geçemez.

*Fazla çalışma 1 yılda 270 saatten fazla olamaz.

*Her bir saat fazla çalışma için ödenecek ücret %50 yükseltilerek ödenmelidir.

*Gece çalışması en geç saat 20:00da başlayarak en erken sabah 06:00a kadar geçen ve en fazla 11 saat süren dönemdir.

*Nitelikleri bakımından en fazla 30 işgünü süren işlere süreksiz iş,daha uzun süreli olan işlere sürekli iş denir.

İŞÇİ:bir iş sözleşmesine bağlı olarak işveren ad ve hesabına çalışan gerçek kişilerdir.

İŞVEREN:bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerle tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlardır.

TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA:işyerinde çalışan işçi sayısı;

-20-100 işçi arasında ise en az 10 işçinin,

*101-300 işçi arasında ise en az %10 oranında işçinin

*301 ve üzerinde ise en az 30 işçinin çıkması.

YILLIK ÜCRETLİ İZİN:İşçinin bu haktan yararlanabilmesi içinişyerinde deneme süresi de içinde olmak üzere çalışmaya başladığı günden itibaren en az 1 yıl çalışmış olması gerekmektedir.

*1-5 yıl arasında çalışmaya 14 günden az

*5-15 arasına 20 günden az

*15 yıl ve üzerine 26 günden az olamayacaktır.

                                               MİKRO İKTİSAT

ALTERNATİF MALİYET:bir şeyin seçilmesi nedeniyle vazgeçilen en iyi alternatifin değeri.

ANTİ-TRÖST YASALARI:oligopolcü firmaların aralarında anlaşarak ya da birleşerek monopol gücü elde etmelerine veya elde etmeye kalkışmalarını yasaklamaya yönelik yapılan yasal düzenlemelerdir.

AZALAN MARJİNAL İKAME HADDİ:tüketicinin aynı tatmin seviyesinde kalabilmek için kullanacağı x malı miktarı birer br artırıldıkça tüketicinin y’den vazgeçmeye razı olduğu miktarın küçleceğini gösteren teoridir.

AZALAN VERİMLER YASASI:üretimde kullanılan üretim faktörlerinden birisi sabit tutulup diğeri artırıldığında belli bir noktadan sonra değişken faktörün veriminin azalması olgusu.

BOLLUK PARADOKSU:tarımsal ürünlerinin talebinin inelastik olması sonucu ürünün bol olduğu yıllarda piyasa fiyatının aşırı düşmesi ve satın alınmak istenen miktarın pek artmaması nedeniyle ,üretici gelirleri normal ürün yıllarında elde edilen gelirin altına düşer,KISACA iyi ürün kötü hasılat,kötü ürün iyi hasılat.

BOWLEY TEORİSİ:bir malın 2 satıcısı olması durumunda,bunların arasındaki rekabetin bir ölüm kalım savaşına varmaması için fiyatları nasıl saptamaları gerektiğini açıklar.  BÜTÇE DOĞRUSU:Tüketicinin sabit gelirinin tamamını harcayarak satın alabileceği mal bileşimlerini gösteren noktaların geometrik yeri.

COASE TEOREMİ:dışsallığın yol açtığı etkinsizliği gidermek için hükümetin piyasaya müdahale etmesi şart değildir.Tarafların anlaşarak dışsallığın etkisini gidermeleri mümkündür.

DEĞER PARADOKSU:kullanım değeri yüksek olan su gibi bir malın değerinin çok az olmasına karşılık,kullanım değeri çok az olan elmas gibi bir malın değişim değerinin çok yüksek olması.

DIŞSAL EKONOMİLER:bir endüstride daha fazla üretimde bulunulduğu zaman firmanın kontrolü dışındaki etmenlerin firmanın maliyetini düşürmesi.

DIŞSALLIK:bir üreticinin veya tüketicinin başkalarının üretim veya tüketim kararlarından fayda yada zarar görecek şekilde etkilenmesi ve faydalanmışsa bunun bedelini ödememesi,zarar görmüşse de zararının tazmin edilememesi durumudur.

DİFERANSİYEL RANT(D.RİCARDO):topraklar arasında ortaya çıkan nitelik farklarından kaynaklanan rant

DİRSEKLİ TALEP EĞRİSİ:oligopol piyasalarda var olduğu iddaa edilen fiyat katılığını açıklamak amacı güden modeldir.Modelde ayrıca firma,kendisi fiyat yükseltirse rakip firmaların fiyat yükseltmeyeceğini fakatkendisi fiyat düşürürse rakip firmaların da fiyat düşüreceğini düşünmektedir.

EDGEWORTH MODELİ:firmaların üretim kapasiteleri sınırlıdır.Firmaların üretim maliyeti sıfırdır ve her 2 firma da homojen mal üretmektedir.Firmalar birbirlerinin fiyat seviyesini veri alır.Piyasanın bir kısmını ele geçirmek için fiyat düşüşleri belli bir seviyeye kadar devam edecektir ve belli bir seviyeden sonra artık fiyat düşüşleri piyasanın bir kısmını dahi ele geçirmek konusunda fayda sağlamayacaktır.Model istikrarsızdır.

ENGEL EĞRİLERİ:değişik gelir seviyesi ile bir malın tüketimi arasındaki ilişkiyi gösteren eğri olup ,gelir talep eğrisi de denir.

FARKSIZLIK/KAYITSIZLIK EĞRİLERİ:tüketiciye aynı tatmin düzeyini sağlayan farklı mal tüketim bileşimlerinin geometrik yeri.

 

FİYAT FARKLILAŞTIRMASI:monopolcünün daha fazla kar elde etmek için aynı malı ayrı piyasalarda farklı fiyatlardan satması.(monopolcünün sattığı mallarda piyasalar birbirinden ayrılabilmelidir,her fiyat seviyesinde mala olan talebin esnekliği farklı olmalıdır)

*1.DERECE FARKLILAŞTIRMA:monopolcü mal yada hizmetini mümkün olan en yüksek fiyattan başlayarak aşağı doğru her fiyatta satması.(örn;kalp uzmanının müşterilerinin para durumuna göre farklı ameliyat ücreti istemesi)

*2.DERECE FARKLILAŞTIRMA:monopolcü insanların zorunlu ihtiyaçları arasında yer alan ve bolca ürettiği bir malın belirli miktarı için tek fiyat,daha sonra kademeli olarak daha düşük fiyat koyabilir(örn;elektrik fiyatları)

*3.DERECE FARKLILAŞTIRMA:monopolcü farklı piyasalarda farklıfiyat uygulamasına gidebilir.(örn;öürencilerin yoğun olduğu yerde yemek ücretlerinin düşük olması)

*ZAMANLAR ARASI FARKLILAŞTIRMA:örn;piyasaya yeni çıkan bir cep telefonunun başlangıçta yüksek fiyattan satılması

FİYAT TAVANI: hükümetin malın piyasada işlem göreceği en yüksek fiyatı belirlemesi.Talep fazlası oluşur.Bu durumda malı ya erken gelen alır veya kupon yöntemiyle dağıtılacaktır.Belirlenen fiyat mutlkaa piyasa fiyatının altında olmalıdır.Her halükarda karaborsaya yol açar.

GELİR-TÜKETİM EĞRİSİ:tüketicinin zevkleri ve malların fiyatları sabitken nominal gelirin sürekli olarak artması sonucu ortaya çıkan denge noktalarının geometrik yeri.

GENEL DENGE ANALİZİ/WALRAS:herhangi bir malın arz ve talebini etkileyen tüm faktörlerin göz önüne alınmasıyla yapılan denge analzidir.

ARROW GENEL İMKANSIZLIK TEOREMİ:bireylerin sosyal durumları gözetilerek ve kendi sıralamalarından yola çıkarak bir ana sıralama oluşturabilirse,bu durumda toplum bunu karar almada bir sosyal refah fonksiyonu olarak kullanabilir.

GİFFEN MALI:fiyat düşünce talep edilen miktarın da azaldığı mallardır.

GÖSTERİŞ ETKİSİ:tüketicilerin bir maldan talep ettikleri miktarın o malı kullanan tüketici sayısı arttıkça artması.

İÇSEL EKONOMİLER:bir firmanın daha fazla üretimde bulunduğu zaman kontrolü altındaki etmenlerin firmaların maliyetini düşürmesi.

İKAME MALLAR:Tüketicilerin ihtiyaçlarının giderilmesi sırasında birbirinin yerine geçebilen mallar.(çay-kahve)

KALDOR KRİTERİ:yeni bir politika uygulaması sonucu ortaya çıkacak yeni durumda,kazanacak olanların kazançları ile kaybedecek olanların kayıplarının karşılaştırılması esasına dayanır.Bu ölçüte göre belirli bir politikanın uygulanması sonucunda ortaya çıkan yeni durumdan kazançlı çıkacak olanlar,zarar görenlerin kayıplarını tam olarak tazmin etseler bile hala kazançlıysalar yeni durumda tolumun refahı artmıştır.

KAR TEORİSİ(SCHUMPETER):girişimci yenilik yaparak kar elde ederken taklitçiler kısa zamanda harekete geçecek ve kar ortadan kalkacaktır.Bu yüzden girişimci yenilikleri devam ettirebildiği sürece kar sağlayacaktır.

KISMİ DENGE ANALİZİ(MARSHALL):bir malın veya faktörün fiyatının piyasada nasıl belirlendiğini ve değiştiğini piyasalar arasındaki karşılıklı bağımlılığı hesaba katmadan inceleyen analiz.

KITLIK RANTI:toprak arzının veya herhangi bir mal veya hizmet arzının kısa vadede artırılamamasından dolayı ortaya çıkan rant

LERNER ENDEKSİ:bir firmanın tam rekabetten ne kadar saptığının ve dolayısıyla karının normal karın ne kadar üzerine çıktığının saptanmasında kullanılan endeks.Bu oran büyüdükçe firmanın monopol gücü artar.

MARJİNAL FAYDA:tüketilen ya da kullanılan her yeni br malın önceki bütün birimlerin sağlamış olduğu toplam faydada meydana getirdiği değişiklik.Yani marjınal fayda bir malın son biriminin tüketiminden elde edilen tatmini gösterir.Bir malın tüketiminden elde edilen marjınal fayda tüketim arttıkça azalmaktadır.

MARJINAL İKAME HADDİ:tüketicilerin aynı tatmin seviyesinde kalmak şartıyla bir br daha fazla x elde edebilmek için y’den vazgeçmeye razı olacağı miktar.

MARK UP FİYATLAMA:ortalama değişken maliyetlere belli bir yüzde marjın eklenmesiyle oluşturulan fiyatlama sistemidir.

MUTLAK RANT:talebin ve fiyatın artmasıyla marjinal tarlaların da rant sağlayabileceğinden hareketle az verimli tarlaların sağladığı rant.

NEGATİF DIŞSAL EKONOMİLER:endüstri daha fazla çıktı ürettiği zaman bir firmanın kontrol dışındaki faktörlerin firmanın maliyetini yükseltmesi.

NORMAL KAR:belirli bir firmada kullanılan kaynakların firmada kalmasını sağlamak için gerekli olan en düşük kar  düzeyi.

OLİGOPOL PİYASA:toplam piyasaya göre yeteri kadar büyük ve piyasa fiyatını etkileyebilecek birkaç satıcının hakim olduğu piyasa.

*piyasada az satıcı ve çok alıcı vardır.

*firmaların kararlarının birbirine bağımlılık derecesi yüksektir.

*mal homojen de farklılaştırılmış da olabilir.

*asgari firma sayısı 2dir

*giriş-çıkış serbest değildir.

ORDİNAL FAYDA:faydanın ölçülemeyeceğini,sadece mal ve hizmetlerin faydalarının karşılaştırılabileceğini savunan görüş

OYUN TEORİSİ:Elde edecekleri sonuçlar birbirlerinin davranışlarına bağlı olan oyuncular için rasyonel davranışları belirleyen matematiksel ilkeler.

ÖĞRENME EĞRİSİ:kümülatif toplam çıktıdaki artışla,ortalama maliyette meydana gelen azalmayı ilişkilendiren eğri.

ÖLÇEK EKONOMİLERİ:üretim ölçeğinin büyümesine bağlı olarak maliyetlerde meydana gelen değişmeleri ifadeeden teori.

PARETO OPTİMUMU:hiç kimsenin tatminini azaltmadan bir kişinin tatminini arttırabilen durum.

RANT:doğada mevcut bir toprak parçasını veya doğal kaynakları belli bir süre kullanabilmek veya bu kaynaklardan üretim faktörü olarak faydalanabilmek için ödenen bedel.

RANT BENZERİ:toprak gibi kısa dönemde arzları arttırılamayan buna karşılık talepleri yüksek olan diğer şeylerin rantına denir.(ticari taksi plakası,ünlü futbolcunun aldığı transfer ücreti)

SCİTOVSKY KRİTERİ:bir politika değişikliğinin bir sosyal iyileşme olarak değerlendirilebilmesi yani bir refah artışına yol açtığından söz edilebilmesi için avantajlı duruma geçenlerin kazançları kaybedenlerin zararından büyük olmalıdır.

*ayrıca kazançlı olanların zarar görenleri ikna edebilmeleri,zarar görenlerin ise kazançlı duruma gelenleri böyle bir değişimin olmaması için ikna edememeleri gerekmektedir.

SLUTSKY YAKLAŞIMI:tüketicinin reel gelirini sabit tutmanın yollarından biri olan ve paranın satın alma gücünün sabit tutulmasını sağlayan teori.Tüketicinin reel gelirini sabit tutmak için nominal geliri başlangıçtaki seviyelerine gelinceye kadar azaltılır.

STACKELBERG MODELİ:cournot düopol modelinden hareketle geliştirilen modelde düopolcülerden birinin cournot modelindeki gibi karşılıklı bağımlılığın olmadığını düşündüğü,diğer düopolcünün ise karşılıklı bağımlılığın olduğunu düşündüğü varsayılır.Karşılıklı bağımlılığın olduğunu düşünen firma önder firma,tersini düşünen diğer firma ise takipçi firmadır.

TALEP:satınalma güdüsüyle desteklenmiş alım gücüdür.

TALEBİN ÇAPRAZ ESNEKLİĞİ:bir malın fiyatındaki değişmenin bir başka malın talep miktarında meydana getireceği değişmeye oranı.

TAM REKABET PİYASASI:homojen ürün,giriş –çıkış serbestisi,fiyatın alıcı ve satıcı için veri olması(atomisite),piyasa hakkında tam bilgi

TAVAN FİYAT:kıtlık yıllarında kamu otoritelerinin temel gıda maddelerinde oluşacak aşırı fiyat artışlarını önlemek için uyguladıkları fiyatlama sistemidir.

UYDU FİRMA:düopol ve oligopol piyasalarda hakim firmanın belirlediği fiyatı kabul eden ve satışlarını bu fiyat üzerinden yapan firma.

X ETKİNSİZLİĞİ:monopol piyasasında firmanın rekabet baskısı olmadan çalışması nedeniyle ortaya çıkan etkinsizlere X etkinsizliği denir.

ZÜPPE ETKİSİ:tüketicilerin bir maldan talep ettikleri miktarın o malı kullanan tüketici sayısı arttıkça azalması.

                                         MAKRO İKTİSAT

 

AÇIK POZİSYON:bankaların varlıklarıyla yükümlülükleri arasında ortaya çıkan para uyuşmazlıklarıdır.

ANAYASAL İKTİSAT TEORİSİ:devletin gücü ve yetkilerinin nasıl sınırlandırılabileceğini ve nasıl sınırlandırılması gerektiğini inceleyen bir disiplindir.

ANKES:merkez bankasının emisyona sunduğu banknotlara karşılık olarak kasasında tuttuğu değerler(rezerv).

ANONS ETKİSİ:merkez bankasının reeskont oranı aracılığıyla izlenen para politikasındaki değişiklik sinyalini piyasalara vermesidir.

AYI-BOĞA EĞİLİMİ:borsa piyasalarında fiyatların düşme eğilimi göstermesi durumunda ayı eğiliminin varlığından,tersi durumda Boğa eğiliminden bahsedilir.

BARRO-RİCARDO DENKLİK TEOREMİ:yapılan vergi indirimleri eğer cari gelir artışının sürekli olduğu düşüncesi yaratırsa tüketime dönüşecektir.Bireylerin gelecekteki gelir kaybını cari dönemdeki gelir artışıyla dengeleme düşüncesine denir.

BORCUN PARASALLAŞMASI:vadesi gelen kamu borçlarının para basılmak suretiyle ödenmesi.

COLD TURKEY/ŞOK POLİTİKASI:enflasyonun azaltılması sırasında fiyat artışlarının birden düşürülmesini öngören iktisadi yöntem.

CROWDİNG OUT/mali kalabalıklaşma:devletin kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla banka dışı sektörlere tahvil ihraç etmesi neticesinde faiz oranlarının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalmasıdır.

ÇAPRAZ KUR:farklı milli paraların kurlarının dolar gibi ortak payda üzerinden hesaplanması,yani iki yabancı para biriminin bir başka ülkedeki değerlerini göstermek için kullanılan kur sistemidir.

ÇOĞALTAN:kamu harcamaları yoluyla yapılan yatırımlarda meydana gelen bir artışın kendisinden daha büyük miktarda bir gelir artışına sebep olması.

DEFLASYON:ekonomide üretim artışının azaldığı,fiyatlar genel düzeyinde sürekli düşüşün görüldüğü bir iktisadi bunalımdır.

DEVALÜASYON ETKİSİ:ithal mallarını ulusal para cinsinden ucuzlaştırır.İthal talebini kısıcı ve ihracat hacmini genişletici etkiler doğurur.

DİSPONİBİLİTE ORANI:bankalardaki mevduat ile bu mevduata karşılık bulundurmak zorunda oldukları nakde çevrilebilecek değerler arasındaki ilişkiyi ifade eder.

DOĞAL İŞSİZLİK:friksiyonel ve yapısal işsizlikten oluşur.

DOLARİZASYON:bir ülkenin para sisteminde doların ağırlığının artması neticesinde ülke parasıyla doların yer değiştirmesidir.(1990lı yıllarda ev kiralarının dolarla ödenmesi gibi)

I+G+X=S+G+M  (ŞIRINGA VE SIZINTILAR)

Friksiyonel işsizlik:çalışma hayatına yeni girenlerin veya mevcut işlerini bırakarak yeni iş arayışında olanların işsiz olarak yer aldığı işsizlik türüdür.

GSMH:bir ekonomide bir yılda üretilen nihai mal ve hizmetlerin toplam piyasa değeri.

GÖMÜLEME:kişilerin ellerinde spekülasyon yaparak kar elde etmek amacıyla para tutmaları.

HIZLANDIRAN:tüketim harcamalarında meydana gelen değişmenin yatırımlar üzerinde meydana getireceği etki.

HOŞ OLMAYAN MONETARİST YAKLAŞIM:gelişmekte olan ülkeler kamu kesimi açığını iç borçlanma yoluyla kapatarak parasal genişlemeden kaçınabileceklerini düşünürler.Ancak bir süre sonra iç borç stoku öylesine büyür ki bu stoku eritebilmek için para basmak zorunda kalırlar.Buna denir.

HYSTERESİS HİPOTEZİ:ekonomi geçici bir şokla o andaki denge durumundan uzaklaşabilir.Ancak bir süre sonra şok ortadan kalkınca da artık eski denge durumuna geri dönmez.

İÇERDEKİLER-DIŞARDAKİLER MODELİ:firmalar işsizleri işe alıp istihdam etmek yerine halen çalışmakta olan işçileri muhafaza etmek eğilimindedirler.Çünkü firmalar eski işçileri işten çıkarmanın yenilerini eğitmek için katlanılacak maliyetleri de içereceğini düşünerek elemanlarını değiştirmeyi ve yenilerinin istihdamını pek göze alamazlar.

İMKANSIZ  ÜÇLEME HİPOTEZİ:bir ülke ekonomisin aynı anda hem finansal serbestiyi hem bağımsız para politikasını hem de kursa istikrarı hedefleyemeyeceğini belirtir.

İMKANSIZLIK TEOREMİ:çoğunluk tarafından tercih edilen hallerin 3. bir kişi veya grup tarafından benimsenemeyeceğini,benimsenmesinin ancak grup baskısıyla olabileceğini ileri sürmektedir.

İŞSİZLİK ORANI:cari ücret düzeyinden çalışma gücü ve arzusunda olup da iş bulamayan nüfusun toplam işgücüne olan oranıdır.

KAYDİ PARA:mevduat parası olarak da adlandırılan kaydi para bankalar tarafından kredi işlemleri sonucu yaratılmış olan paradır.

KEYNES ETKİSİ:faiz oranlarında meydana gelen bir gerilemenin toplam taleote meydana getirdği artış.

*klasiklere göre faiz tasaarrufun fonksiyonudur

*keynese göre tüketim cari rell gelirin artan fonksiyonudur.

KIYI ÖTESİ/offshore BANKACILIĞI:ana ülkede bankacılığı düzenleyen yasaların koyduğu kısıtlamalardan kurtulmak amacıyla büyük bankaların yurtdışında kurdukları şube veya ofislerden gerçekleştirdikleri mevduat ve kredi faaliyetleri.

KONJONKTÜREL İŞSİZLİK:iktisadi hayatta görülen dalgalanmalar sonucu ortaya çıkan işsizlik.

KONVERTİBİLİTE:bir ulusal paranın resmi döviz piyasasında başka bir ulusal paraya serbestçe dönüştürülebilmesi.

LİKİDİTE TUZAĞI:ekonomide faiz oranlarının düşebileceği en düşük düzeye inmiş olmasından dolayı para arzını arttırarak faiz oranlarını daha fazla düşürmenin imkansız olduğu durum.

LUNDBERG GECİKMESİ:harcamaların yapılmasıyla üretimde bulunulması arasında geçen zaman.

MANDAL TAKOZ ETKİSİ:nispi gelir hipotezinde gelirde bir artış olunca tüketimde bir artış olacağı ancak gelirde bir azalma olduğunda tüketimde aynı oranda azalma olmayacağı ifade edilir.Tüketimin gelir azalınca gelir artınca arttığından daha az oranda azalması.

MARJINAL İTHALAT EĞİLİMİ:reel GSMHdeki bir tl’lik bir artışın ithalatta kaç liralık bir artışa yol açtığını ifade eder.

MARJINAL TASARRUF EĞİLİMİ:tüketicinin gelirindeki bir br’lik değişmenin tüketicinin tasarruf düzeyinde yaratacağı değişim oranı.

MENFİ TASARRUF:kişilerin elde ettikleri gelirden daha fazlasını tüketmeleri durumu.

METZLER ETKİSİ:piyasa faiz oranlarındaki değişmelere bağlı olarak finansal kıymetlerin değer kazanması ya da değer kaybına bağlı olarak tüketim harcamalarının değişmesi.ÖRN;faiz oranları yükselirse elinde tahvil bulunanların tahvil fiyatları değer kaybedecektir ve bu durumda tüketim azalacaktır.

METZLER GECİKMESİ:üretimde bulunulması ile üretimin satışından sağlanan gelirin yaratılması arasında geçen zaman.

MEVSİMLİK İŞSİZLİK:işlerin niteliğine göre mevsimler itibariyle ortaya çıkan işsizlik.

MONETİZASYON:ticaret bankaları,firmaların ve kişilerin elindeki devlet tahvili ve hazine bonolarının merkez bankası tarafından APİ ile satın alınmasıdır.

*murabaha=tefecilik

MUTSUZLUK ENDEKSİ:enf oranı ile işsizlik oranının toplanmasıyla elde edilir.

OCKHAM USTURASI:iktisadi modellerin incelenmesi sırasında lüzumsuz detayların ihmal edilmesi gerektiğini savunan görüştür.En iyi model gereksiz detayları ihmal eden modeldir.

OKUN YASASI:reel büyüme oranının yüksek olduğu yıllarda işsizlik oranının düştüğünü ,tersi durumda da arttığını saptamıştır.

OTARŞİ:bir ülke ekonomisinin kendi kendine yetebilmesi.Ekonomik döngünün dışa kapalı olması ve kendi ürettiğini tüketmek ile yetinmesi.

PARA ALDANMASI:kişilerin reel gelir düzeyleri değişmediği halde nominal gelir veya fiyat değişmeleri sonucunda yanılarak gerçek tüketimlerini değiştirmeleri

PARA PİYASASASI:bir yıl veya daha kısa süreli borç verilebilir fonları arz edenlerle bu tür kısa süreli fonları talep edenlerin bir araya geldikleri piyasa.

PARKİNSON KANUNU:ücretlerin enflasyon oranının altında kalması durumu.

PETER HASTALIĞI:kamuda liyakatsız kişiler göreve geliyor,bu yüzden devletin ekonomideki faaliyet alanı sınırlandırılmalıdır.

PHİLİPS EĞRİSİ:enflasyon olgusuyla işsizlik arasındaki ilişkiyi incelemiştir.

PİGOU ETKİSİ:fiyatlar düştükçe servetin reel değeri artacağından,fiyatların düşüşü tüketimi artıracaktır.Bu etkiye denir.

PONZİ FİNANSMANI:bir ülkenin mevcut borcunu ödeyebilmek için daha yüksek bir faiz oranından borçlanması.

RASYONEL BEKLEYİŞLER HİPOTEZİ:karar birimleri fiyat düzeyinin gelecekteki değerini,sadece geçmiş değerlerden yararlanarak değil,hükümetin gelecekte izleyeceğini  açıkladığı iktisat politikası dahil medyadaki tüm mevcut bilgilerden yararlanarak tahmin ederler.

ROBERTSON GECİKMESİ:gelirin elde edilmesiyle harcanması arasında geçen zaman

STAGFLASYON:enflasyon ile ekonomik durgunluğun birarada meydana gelmesine veya ekonomik durgunluk sırasında enflasyon görülmesidir.

TAKSFLASYON:yüksek vergi yükü ve yüksek enflasyonun birarada mevcut olduğu dönemlerde ortaya çıkan ekonomik sorundur.

TANZİ ETKİSİ:enflasyonun vergi gelirleri üzerindeki olumsuz etkisi.

TASARRUF PARADOKSU:toplumdaki herkes aynı biçimde hareket eder ve tasarruflarını artırırsa genel gelir düzeyi düşer ve ülke fakirleşmeye başlar.Fazla tasarrufun zararlı olacağından hareket edilmiştir.

TEKNOLOJİK İŞSİZLİK:emek yerine makine kullanılması ve yeni teknolojilerin üretime sokulması nedeniyle ortaya çıkan işsizlik türüdür.

TUNÇ KANUNU:ücretlerin işçilerin asgari geçimlerini sağlayacak düzeyin üstüne çıkması halinde bunun nüfus artışını teşvik edeceğini ve buna bağlı olarak artan emek arzının ücretleri tekrar asgari geçim düzeyine indireceğini öne süren görüş.

ULUSAL RİSK:bir yatırımcının yerleşik olduğu ülke dışında bir ülke menkul kıymetine yatırım yaptığında karşılaştığı risk.

UYARICI BEKLEYİŞLER HİPOTEZİ:karar birimleri bir değişkenin gelecekteki değerine ilişkin bekleyişlerini o değişkenin sadece geçmişteki değerine bakarak ve hatalardan ders alarak belirlerler.

YANSIMA ETKİLERİ:bir ülkedeki ekonomik gelişmelerin uluslar arası ekonomik ilişkiler üzerinden tüm ülkeleri etkilemesine ve ülkeler arasında ortaya çıkan karşılıklı etkileşim.

YAPISAL İŞSİZLİK:ekonomideki sektörel yapı değişiklikleri nedeniyle belirli alanlarda ortaya çıkan talep değişikliklerine uyum gösterilememesi sonucunda ortaya çıkan işsizlik türü.

YAŞAM  BOYU GELİR HİPOTEZİ:bu teori kişilerin çalıştıkları yıllarda emeklilik dönemlerindeki tüketimlerini finanse etmek için tasarruf yapmaları üzerine kurulu teoridir.

ZEMBEREK ETKİSİ:cari fiyat düzeyinde meydana gelen artışlar neticesinde nominal ücretlerde de bir artış meydana gelecektir.Ancak daha sonra cari fiyat düzeyinde bir azalma olduğunda,nominal ücretlerde aynı oranda bir azalma olmayacak ve ücretler eski seviyesine gelemeyecektir.

TOBİN Q TEOREMİ:yatırım kararları verilmesinde sermaye piyasasının rolü üzerinde yoğunlaşır.Şirketler hisselerinin fiyatları yükselirken hisse fiyatlarına tepki olarak daha fazla yeni sermaye üretirler ve yatırımlarını artırırlar.Bu teorideki q ise ,bir firmanın varlıklarının bu varlıkları üretmenin maliyetine nispetle sermaye piyasasında oluşacağı tahmin edilen değerdir.Q değeri 1’e eşit veya küçükse firmalar artık yeni hisse senedi çıkarmayacaktır.

                                   ULUSLAR ARASI İKTİSAT

BAĞLI KREDİ:krediyi veren ülkenin kendi mallarının satın alınması şartıyla sağlanmış olan kredilerdir.

CE:bir ürünün avrupa birliği direktifleri ile belirlenen sağlık,güvenlik,çevrenin ve tüketicinin korunması gereklerine uygun olduğunu gösteren bir birlik işaretidir.

DAMPİNG:ihracat endüstrisindeki bir firmanın malını dış piyasada içpiyasadakinden daha düşük bir fiyata satma uygulaması.

FORWARD PİYASA:dövizin ulusal para karşılığında gelecekte belli bir süre sonra teslim edilmek koşuluyla bugunden yapılan alım-satım sözleşmeleri.

GELİR DAĞILIMI TEORİSİ(STOLPER-SAMUELSON):gümrük tarifeleri uluslar arası uzmanlaşmadan yararlanmayı engeller ve ulusal geliri düşürücü etkide bulunur.

GRUBEL-LLOYD ENDEKSİ:endüstri içi ticaret,bir ülkenin aynı endüstriye ait malları hem ihraç hem de ithal etmesi biçimindeki ticarete verilen genel isimdir.Endeks 0-1 arasında değişen değerler alır.

GÜMRÜK BİRLİĞİ:üyelerin hem kendi aralarındaki ticarette gümrük tarifeleri ve kotaların kaldırıldığı hem de birlik dışında kalan ülkelere karşı tek bir ortak tarifenin uygulandığı iktisadi birlik.

İKİNCİ EN İYİ TEOREMİ:bir ekonominin herhangi bir alanında optimumdan uzaklaşıldığında tüm ekonomide de optimumdan uzaklaşılacağını söyler.Bu durumda ekonominin tümünde optimuma ulaşabilmek için tek yol sorunun kendisini çözmektir.Hangi alanda olumsuzluk varsa o alandaki sorunu çözmekten başka seçenek yoktur.

J EĞRİSİ ETKİSİ:devalüasyonu izleyerek ticaret bilançosu önce daha da bozulmakta,sonra ise düzelme eğilimine girmektedir.Bu da j harfine benzemektedir.

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ(DAVİD RİCARDO):bir ülke ürettiği malların hangisinin üretiminde daha yüksek bir üstünlüğe sahipse o mallarda uzmanlaşmalıdır.

KARTEL:benzer mal veya hizmetleri üreten firmaların;fiyatları belirlemek,üretimi kısmak,piyasaları bölüşmek veya yeni teknolojilerin uygulanmasını sınırlandırmak gibi amaçlarla aralarında yapmış oldukları anlaşma.

KLİRİNG:malın malla değişimine dayanan,fakat takastan biraz daha geliştirilmiş bir ticaret şeklidir.

KNOW-HOW YÖNTEMİ:bir firmanın kendi üretim ve işletme yöntemlerini aynı dalda çalışan ya da çalışmak isteyen bir başka firmaya açıklamasıdır.

KUTUPLAŞMA TEORİSİ(myrdal):AGÜ ile GÜ arasındaki serbest ticaretin ve ekonomik bütünleşmelerin yoksul ülkeleri daha yoksul,zengin ülkeleri ise daha zengin yaptığı ana fikrine dayanır.Dolayısıyla ticaretin serbestleştirilmesi az gelişmiş ülkelerdeki cılız sanayinin çökmesi ve bu ülkelerdeki nitelikli işgücü ve sermayenin daha yüksek kazançlardan yararlanmak amacıyla gelişmiş ülkelere göç etmesi ile sonuçlanır.

LEONTİEF PARADOKSU:faktör donatımı teoremine göre emeğin bol olduğu ülkeler emek yoğun mal üretip ihraç ederlerken,sermayenin bol olduğu ülkeler ise sermaye yoğun mallar üretip ihraç ederler.Leontief’in abd’deki araştırması ise abd’de sermaye bol olarak bulunmasına rağmen emek yoğun mal üretimi ve ihracıgerçekleşmektedir.Bu paradoksa denir.

MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORSİ/ADAM SMİTH:bir ülke hangi malları daha düşük bir maliyetle üretiyorsa o ülke söz konusu mallarda uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini yurt dışından ithal etmelidir.

NORMATİF REFAH ARTIŞI KURALI:toplumda bir kimsenin refahı düşürülmeden en az bir kişinin geliri artırılmışsa toplumun refahı artmış demektir.

RECYCLİNG:dış ödemeler bilançosu fazla veren ülkelerde biriken döviz rezervlerinin uluslar arası finans kuruluşları aracılığıyla dış ödemeler bilançosu açık veren ülkelere transferi sürecidir.

RYBZNCSKY TEOREMİ:iki mallı ve iki faktörlü bir modelde tam çalışma koşulları altında eğer tek bir faktörün arzı artırılacak olursa ,onu yoğun olarak kullanan malda üretim genişler,diğer malda ise daralır.

ROYALTY:bir lisans hakkı veya ticari marka sahibi olan kişinin bir başkasına devrettiği bu hak.

SERBEST BÖLGE:bir ülkenin coğrafi sınırları içerisinde yer almakla birlikte o ülkenin gümrük tarifeleri sistemine dahil olmayan ve dış ticaretin serbestçe yapıldığı yerlerdir.

SİNGER-PREBİSH TEZİ:dış ticaret hadlerinin uzun dönemde tarım  ülkeleri ihracatçısı ülkeler aleyhine ve sanayi mamulleri ihracatçısı gelişmiş ülkeler lehine değiştiğini savunur.

Bu tez;ihracat fiyatları endeksinin ithalat fiyatları endeksine bölünmesiyle bulunan dış ticaret hadlerinin az gelişmiş ülkeler aleyhine seyrederek bu ülkeleri fakirleştirdiğini savunmaktadır.

SWAP ANLAŞMALARI: 2 ülke merkez bankaları aralarında imzalanan ve ulusal paraların değişimini öngören anlaşmalardır.

TEKLİF EĞRİLERİ(A.MARSHALL):ülkenin belli miktar veya hacimdeki ithal malı karşılığında önerdiği ihraç malı tutarına teklif denir.Bu anlamda ithal malı birer br artırılırken ,bunların karşılığında ülkenin kendi malından önereceği miktarları gösteren eğriye denir.

TÜREV PİYASALAR:takas,opsiyon,vadeli işlemlere dayalı faaliyetlerin yürütüldüğü piyasalardır.

YIKICI DAMPİNG:ihracatçı firmanın yabancı piyasayı ele geçirebilmek ve o piyasada monopol oluşturabilmek için yerli firmaların dayanamayacağı kadar düşük fiyatlardan o piyasaya mal satmasıdır.

EKONOMİK BÜYÜME AŞAMALARI /ROSTOW:*geleneksel toplum aşaması

*hazırlık aşamasındaki toplum

*kalkışa geçiş aşamasındaki toplum(sanayileşmenin ilk evresidir.)

*olgunluk aşamasındaki toplum

*tüketim aşamasındaki toplum

MUSGRAVE’İN KALKINMA MODELİ:ekonomik kalkınma ve büyümenin başında ,kamu yatırımlarının toplam yatırımlara oranı büyüktür.Ekonomi olgunluyk dönemine kaydıkça da kamu harcamaları artık eğitim,sağlıkve diğer sosyal hizmetlere kayar.

NEO KLASİK BÜYÜME MODELİ/SOLOW:nüfus artışına ve teknolojik değişmeye tasarruf,yatırım ve ekonomik büyümenin nasıl cevap verdiğini açıklayan büyüme teorisidir.Nüfusun büyüme oranı ve teknolojik değişme oranı ekonomik büyüme oranını etkilemektedir.NEO klasik büyüme teorisinde nüfusun büyümesi ve teknolojik değişme dışsal olarak ifade edilmektedir.Solow,ekonominin istikrarlı bir büyüme trendinin olduğunu ortaya koymaktadır.

ROSENSTEİN-RODAN MODELİ:ekonomiyi durgunluktan kurtarmak ve yatırımların en uygun dağılımını gerçekleştirebilmek için büyük hacimde yatırım yapılması gerekir.Kamuda başlayan sanayileşme,özel sektörün de buradaki dışsallıkların yarattığı ek fayda ve özel teşvikler sonucu ek yatırımlara girişmesini ve kalkınmanın dengeli bir şekilde genele yayılmasını sağlar.

*NE İSTEDİĞİNİZİ BİLEREK İSTEMEYE DEVAM ETTİĞİNİZ SÜRECE,KADERİNİZ DE SİZE VERMEYE DEVAM EDECEKTİR…Kariyermemur.com

                                        KAMU MALİYESİ

A.SMİTH’İN VERGİLEME İLKELERİ:adalet,kesinlik,uygunluk,iktisadilik

ARROW ÇIKMAZI:bireylerin tercihleri toplamıyla toplumsal ön sıralamaya geçişi mümkün kılacak bir yöntemin var olmadığı yönündeki görüştür.Çoğunluk kuralının uygulanması halinde bireysel tercihlerle toplumsal tercihler arasında bir tutarsızlık ortaya çıkmaktadır.

AYIRMA KURAMI:emekten kaynaklanan gelirin sermaye gelirine kıyasla korunmaya ihtiyaç gösterdiği varsayımından hareketle emek gelirlerinden,servet ve sermaye gelirlerine göre daha düşük oranda vergi alınmasını destekler.

BORÇ SERVİS ORANI:bir ülkenin belli bir dönemdeki dış borç ödemelerinin aynı dönemdeki toplam döviz gelirine oranı.

ÇİFTE VERGİLEME:aynı gelir unsurundan birden fazla vergi alınmasıdır.

DEKOT SİSTEMİ:vergiden indirim sistemidir.Önce mükellefin vergilendirilmesi söz konusu geliri vergi tarifesine göre vergilendirilmekte,daha sonra en azz geçim indiriminin tarifeye göre bulunan vergisi toplanan vergiden düşülmektedir.

DEVLETİN BORÇLANMA NEDENLERİ:*bütçe açıklarının giderilmesi

*savunma giderleri için finansman sağlanması

*ekonomik dengeyi sağlayıcı etkiler yaratılması

*büyük yatırımların finansmanı

*vadesi geçmiş borçlara finansman sağlanması

*olağanüstü harcamaların karşılanması

DIŞSALLIK:bir ekonomik birimin faaliyeti dolayısıyla diğer ekonomik br veya birimler üzerinde dolaylı olarak görülen olumlu veya olumsuz  etkilerdir.

DOTASYON:bir kamu ekonomisi tarafından diğer bir kamu ekonomisi yararına belirli bir tutarın harcanmasıdır.Örn;genel bütçeden katma bütçeli idarelere hazine yardımı yapılması.

ECRİMİSİL:devlet mülkiyetinde ya da tasarrufunda bulunan yerlerin kişi ya da kurumlarca işgali nedeniyle ortaya çıkan devlet alacakları.

EDİNBURG KURALI:vergilemenin mükelleflerin nispi gelir ve servet durumlarında hiçbir değişiklik yapmaması gerektiğini ifade eder.

EN AZ GEÇİM İNDİRİMİ:kişinin kendisinin ve ailesinin yaşamını asgari düzeyde sürdürebilmek için gerekli gelirin vergilendirilmemesi.

ERDEMLİ MALLAR:ya doğrudan bedelsiz olarak topluma sunulan ve finansmanı vergilerle sağlanan ya da piyasa fiyatının altında pazarlanmak suretiyle topluma sunulan ,kişilerin sahip oldukları ekonomik durumun iyileştirilmesi amacını güden mal ve hizmetlerdir.Huzurevi,kamu sağlığı hizmetleri gibi

GİNİ KATSAYISI:kişisel gelir dağılımında eşitsizliği ölçmeye yarayan istatistik ölçütlerden birisidir.Sanayide yoğunlaşmanın ölçütü olarak da kullanılmaktadır.1’e yaklaştıkça gelir dağılımı adaletsizliği artar.

GÖLGE FİYAT:kamunun ürettiği mal ve hizmetlerde gerçek bedelin hesaplanamamasından dolayı benzer mal ve hizmetlerin bedellerinden yararlanılarak ortaya çıkarılan bedel.

İKMALEN VERGİ TARHİYATI:bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye ilişkin olarak ortaya çıkan ve defter,kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir.

KALDOR VERGİSİ:bir mihrace ve dilenciyi ele alalım.Mihracenin hiç geliri yok ancak büyük altın ve mücevher stoku var,dilencinin ise hem geliri hem de altın ve mücevheri yok.Eğer bunlar yalnızca gelir vergisine tabi tutulursa ikisi de sıfır vergi öder.Ancak mihracenin yüksek vergileme kapasitesi vardır.Bu kapasitenin dikkate alınması için gelir vergisi servet vergisi ile desteklenmelidir.

KAYNAK KURAMI:eğer gelir sürekli gelir yaratan bir kaynaktan elde ediliyorsa vergi bakımından ödeme gücünün belirlenmesinde dikkate alınmalı ve gerekiyorsa vergilendirilmelidir.Piyango,ikramiye gibi ara sıra gelir yaratıcı nakit girişlerini vergi bakımından gelir saymamaktadır.

KAMU HARCAMALARININ GERÇEK ARTIŞ NEDENLERİ:topluma sunulan mal veya hizmetin kalitesinde veya miktarında artış yanında,kamu giderlerinin tutarının da artması.

*savaş ve savunma harcamalarındaki artış

*teknolojik ilerlemeler

*devlet anlayışında meydana gelen ilerlemeler

*kamu hizmetlerinin genişlemesi

KAMU HARCAMALARININ GÖRÜNÜŞTE  ARTIŞ NEDENLERİ:

*paranın satın alma gücündeki azalma

*ayni kamu giderlerinin nakdi kamu giderlerine dönüşmesi

*devlet sınırlarının genişlemesi

*nüfus artışı

*kamulaştırma

*bütçe tekniğindeki değişme(safiden-gayrisafiye geçiş)

***kamu harcamalarının üst sınırı milli gelirdir.

KARİNE VE DIŞ GÖSTERGELER USULÜ:matrah belirleme usullerindendir.Bu usulde mükellefin gelir veya servetinin ölçüsü olduğu kabul edilen çeşitli dış göstergelerden yararlanmak suretiyle vergi hesaplanmaktadır.Bilinen bir şeyden yararlanarak bilinmeyeni belirlemeye çalışmaya denir.

LAFFER EĞRİSİ:vergi oranları ile vergi hasılatı arasındaki ilişkiyi inceler.Ana mantığı vergi oranlarının artırılması,belli bir orandan sonra vergi hasılatında azalışa neden olacaktır.Bunun sebebi ise yüksek vergi oranlarının bireylerin çalışma arzusunu azaltmasıdır.

***LORENZ EĞRİSİ milli gelirle nüfusun yüzde oranlarının gösterildiği eğridir.

MAKSİMİZASYON YAKLAŞIMI(DOWNS-BUCHANAN):demokrasi ile yönetilen ülkelerde hükümetler kendi yaşama sürelerini uzatmak için,seçmenler de kendi geçek gelirlerini artırmak için çaba içerisindedirler.Yani bu teoriye göre hükümetlerin amacı maksimum süre yönetimde kalmak,seçmenlerin amacı ise maksimum gelir elde etmektir.

MAKTU VERGİ:her mükelleften aynı miktarda alınan vergidir.Binalardan alınan vergilerve baş vergileri örnektir.gelir ve servet oranları arttıkça vergi oranları da düşmektedir.

MALİ ANESTEZİ:mali yükümlülüklerin,muhatapları tarafından farkına varılmadan yerine getirilmesi.

MALİ İFLAS:devlet bütçe açıklarını kapamak için sürekli borçlanırsa en sonunda borç verecek kimseyi bulamayacak ve iflasa sürüklenecektir.

MALİ TEVZİN/AKÇAL DENKLEŞTİRME:kamu hizmetlerinin ve kamu gelirlerinin,devletin merkezi ve yerel yönetimleri arasında yeniden dağıtılması ve bölüştürülmesi.

MATRAH:verginin üzerinden hesaplandığı değer veya miktar.

MATRAHTAN İNDİRİM SİSTEMİ:mükellefin gelirinden en az geçim indirimi tutarının düşülmesi ve kalan kısmın vergilendirilmesine dayalı sistemdir.

MONETİZASYON:ticaret bankaları,firmalar ve kişilerin ellerindeki devlet tahvili ve hazine bonolarının api aracılığıyla merkez bankası tarafından satın alınması.

NEGATİF GELİR VERGİSİ:gelirin yeniden dağılımının sağlanması ve toplumun belirli bir refah düzeyine ulaştırılabilmesi açısından gelir düzeyi düşük fakir ailelere,belirli bir fakirlik çizgisinin altına düşmeleri halinde yardım amaçlı ödemelerde bulunulmasıdır.

PARAFİSKAL GELİRLER:sosyal,ekonomik ve mesleki nitelikteki kamu kuruluşlarının hizmetlerinden yararlananlardan topladığı gelirlerdir.

PATRİMUAN GELİRLERİ:kamu hizmetinin yürütülmesinde doğrudan doğruya bir rol oynamayan,halkın yararlanılmasına tahsis edilmemiş devlete ait menkul ve gayrimenkullerin satışı,kiralanması vb yollarla sağlanan gelirlerdir.

PEÇELEME:vergi mükellef ve sorumlularının özel hukuk kurumlarını temel amaçları dışında kullanarak vergi borçlarını azaltmayı amaçlayan işlem ve sözleşmeler.

RAMSEY KURALI:dolaylı vergilerin toplam talepte aynı oranda bir azalışa neden olması.

RESİM:bir iş ya da faaliyetin yapılmasına yetkili kuruluşlar tarafından izin verilmesi dolayısıyla yapılan ödemeler.

RÜÇHAN HAKKI:3. şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine kamu alacağı için de haciz konulursa söz konusu kamu alacağının öncelikli alacak hakkı elde etmesi.

SEDÜLER GELİR VERGİSİ:vergiye tabi tutulacak gelirlerin ayrı ayrı belirlenerek ve her bir gelir unsurunun da ayrı ayrı vergilendirilmesini öngörür.

SOSYAL REFAH YAKLAŞIMI(PİGOU-DALTON):vergilemeden sağlanan marjinal liranın harcanmasının yaratacağı sosyal fayda ile mükellefe olan maliyetinin eşitlenmesi suretiyle sosyal refahın kamu harcamaları yoluyla maksimize edilmesi gerektiğini ileri süren bir teoridir.Sosyal refahı yükseltici etki yarattığı sürece kamu harcamaları artırılmalıdır.

TAM MÜKELLEFİYET:Türkiye’de yerleşmiş olanlar ile resmi daire ve müesseselerle,merkezi Türkiye’de bulunan kuruluşların işleri dolayısıyla yabancı ülkelerde oturan Türk vatandaşlarının Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilmesidir.

TERSİNE ARTAN ORANLILIK:gelir arttıkça gelire kıyasla vergi oranının düşmesi sonucunu yaratan bu uygulama vergi adaletine ters düşer.

TRANSFER HARCAMASI:mal ve hizmet alımına yönelik olmayıp toplumun sosyal yönden güçlü kalmasına yönelik yapılan ve daha çok yardım amacı güden bir niteliğe sahiptir.Ekonomik,sosyal ve mali nedenlerle gerekli görülen kişilere yapılan fon aktarmalarıdır.

TÜKETİM TİPİ KDV:sermaye mallarının satın alma yılında katma değerden indirilmesine izin veren KDV tipi.

VERGİ BORCUNU SONA ERDİREN HALLER:ödeme,zamanaşımı,uzlaşma,takas,terkin,af,hataların düzeltilmesi,yargı kararı

VERGİ DİVİDANTI:bir ekonominin enflasyon dönemlerinde reel gelirde herhangi bir artış söz konusu değilken nominal gelirdeki artışın kişileri daha üst vergi dilimine geçirmesi.

VERGİ EROZYONU:aşırı indirim-istisna ve muafiyet uygulamaları ,vergi harcamalarının artışı vergi kaçakçılığı,vergiden kaçınma vb nedenlerle vergi matrahında meydana gelen aşınma.

VERGİ HARCAMASI:muafiyet,istisna ,vergi indirimleri gibiimtiyazlar nedeniyle toplanamayan kamu giderleri.

VERGİ İSTİSNASI:vergi kanunlarına göre esasen vergilendirilmesi gereken bazı vergi konularının kanunun açık hükmüne göre verdi dışı bırakılmasıdır.

VERGİ SORUMLUSU:verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı sorumlu olan kişi.Sorumlu ödediği vergi için daha sonra asıl mükellefe rücu edebilir;ödediği vergi cezası,gecikme zammıve gecikme faizlerini ise asıl mükelleften isteyemez.

VERGİ ZIYAİ:mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi.

VERGİLEME SÜRECİ:*verginin tarhı

*verginin tebliği

*verginin tahakkuku(verginin ödenebilir aşamaya gelmesi)

*verginin tahsili(verginin mükellef tarafından ödenmesi)

VERGİLEMEDE ŞAHSİLİK:tam mükellefler bulundukları ülkede elde ettikleri gelirler dolayısıyla gelir vergisi veya benzeri bir vergi ödemişlerse,türkiyede ayrıca bir vergi ödemezler.

VERGİNİN GELİR ETKİSİ:artan vergiler nedeniyle harcanabilir gelirleri azalan mükelleflerin eski gelir ve yaşam düzeylerini korumak için daha çok çalışmaları.

VERGİNİN KAPİTALİZASYONU:menkul ve gayrimenkul mallar üzerine konulan verginin kaldırılması dolayısıyla ya da malın kısmen yada tamamen vergi dışında tutulması sonucu söz konusu malın değer kazanmasıdır.

VERGİNİN KONUSU:verginin üzerine konulduğu,doğrudan yada dolaylı olarak kaynağını oluşturduğu iktisadi unsur.

VERGİNİN TAZYİKİ:bir kişinin vergi ödemesi nedeniyle ekonomik gücünde ortaya çıkan azalmadan dolayı hissettiği baskı.

VERGİNİN YANSIMASI(ödeme-vurgu-aktarma-yerleşme):verginin kanun koyucunun mükellef olarak belirlediğikişiler üzerinde kalmayarak bir başkası üzerine aktarılması.

MUTLAK YANSIMASI-DİFERANSİYEL YANSIMA:mutlak yansıma belirli bir vergideki artışın gelir dağılımı üzerindeki etkisini ifade etmektedir.Diferansiyel vergi yansıması ise kamu harcamaları sabit varsayıldığında,belirli bir vergi ile diğer bir verginin değiştirilmesi halinde gelir dağılımında meydana gelen değişmedir.

*Wagner’e göre kamu harcamalarının artışı aslında kamu faaliyetleri artışının bir sonucudur.

 

                              MALİYE POLİTİKASI

KANUNİ KARŞILIK VE DİSPONİBİLİTE:kanuni karşılık ticari bankaların topladıkları mevduatlar karşılığında merkez bankasına yatırdıkları mevduatın belli bir oranıdır.

*Disponibilite ise ticari bankaların kendilerine yatırılan mevduatın bir kısmını kendi kasasında risk haline yönelik saklaması durumu.

KALDIRAÇ ETKİSİ:kamu harcamalarının özel harcamalardaki yetersizlikleri telafi ederek ekonomiyi tekrar canlanma sürecine sokması.

KONSOLİDASYON:vadesi gelmiş kısa vadeli devlet borçlarının,vadelerini uzatmak suretiyle uzun süreli borç şekline dönüştürülmesidir.

KONVERSİYON:ekonomik şartların el vermemesi nedeniyle var olan yüksek faizli kamu borçlarının düşük faizli borçlarla değiştirilmesi işlemi.

OTOMATİK STABİLİZATÖRLER:ekonominin düzenlenmesinde ve istikrarın sağlanmasında dışarıdan müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinde dengeleyici rolü üstlenen unsurlardır.

*vergi hasılatındaki otomatik değişmeler(artan oranlı)

*işsizlik sigortası

*sübvansiyonlar

*kurum ve aile tasarrufları

                                             BÜTÇE

ADEMİ TAHSİS İLKESİ:belirli gelirlerin belirli giderlere ayrılmaması.

ADİ EMANETLER:yasaların gereği olarak bazı gerçek ve tüzel kişilerin depozito şeklinde hazineye yatırmak durumunda bulundukları paralardır.

BÜTÇE:bir  devletin belirli bir döneme ilişkin gelir ve gider tahminlerini gösteren,gelirlerin toplanmasına ve harcamaların yapılmasına izin veren kanundur.

*bir yılı kapsayan geçici bir kanundur.

*hükümete yetki veren bir yetki kanunudur.

BÜTÇE CETVELLERİ:Acetveli:gider ödenekleri toplamını içerir.

B cetveli:gelir tahminleri toplamını içerir.

C cetveli:gelirlere ilişkin o yıl uygulanacak düzenlemeleri içerir.

BÜTÇE KAPAMA USULLERİ:

*Egzersiz usulü:bütçenin kapsamına giren gelirlerin toplanması ve giderlerin yapılmasında hakların kazanıldığı ya da giderlerin yapıldığı zamanı dikkate alır.

*Jestiyon usulü:bütçenin gelir ve gider hesapları,bütçe yılı itibariyle tutulur ve dönem sonunda da hesaplar kapatılır.

TELAFİ EDİCİ BÜTÇE TEORİSİ:müdahale olmadan ekonominin kendiliğinden tam istihdama gelemeyeceğinden hareketle ortaya atılan bu teoriye göre devlet,ekonomi tam istihdama gelinceye kadar açık bütçe,daha sonra denk bütçe politikası izlemelidir.

                  SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

Kamu tüzel kişiliğine haiz,idari ve mali açıdan özerk olan kurum,SAYIŞTAY’ın denetimine tabi olup ÇSGB’nın ilgili kuruluşudur.Temel amacı sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı,etk,n,adil,çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektedir.

                                    MUHASEBE

AMORTİSMAN: demirbaş,makine,teçhizat,tesis ve bina gibi taşınır ve taşınmaz malların belirli bir zaman sonunda değerlerinde meydana gelen değişmedir.

AZALAN BAKİYELER USULÜ:her yıl üzerinden amortisman hesaplanacak değer,daha önce ayrılmış olan toplam amortismanların indirilmesi yoluyla belirlenir.

BATIK MALİYETLER:geçmişte kullanılmış olan kısmen veya tamamen geri alınması olanağı kalmamış bulunan maliyetlerdir.

BİLANÇO:işletmenin belli bir tarihte sahip olduğu  varlıklar ile bu varlıkların sağlandığı kaynakları gösteren mali tablodur.

CARİ ORAN:işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme gücünü gösterir.

DEFTERİ KEBİR:yevmiye defterine geçirilmiş olan işlemleri buradan alarak sistemli biçimde hesaplara dağıtan ve düzenli olarak bu hesaplarda toplayan bir muhasebe defteridir.

DİVİDANT KARARLARI(KAR PAYI DAĞITIMI):işletmenin faaliyetleri sonucu elde edilen karın ne kadarının işletmede kalacağını,ne kadarının ortaklara dağıtılacağı sürecini belirleyen kararlardır.

FİFO:bu yöntem satın alınmış maddelerden üretime öncelikle satın alma tarihleri eski olanların gönderileceği varsayımı ile kurulmuş bir yaklaşımdır.

FİNANSAL KALDIRAÇ:bu oran işletme aktifleinin yüzde kaçının yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir.

GELİR TABLOSU:işletmenin belli bir döneminde elde ettiği tüm gelirler ile aynı dönemde kullandığı bütün maliyet ve giderleri ve bunların sonucunda işletmenin elde ettiği dönem kar veya zararın yer aldığı mali tablodur.

HURDA DEĞER:makine ve teçhizat gibi yatırımlarda,bunların ekonomik ömürlerini doldurmaları sonucu satılması halinde elde edilen gelir.

İTİBARİ DEĞER:senetlerin,hisse senetlerinin,tahvillerin ve diğer menkul kıymetlerin üzerlerinde yazılı olan değer.

MALİ TABLOLAR:bilanço,gelir tablosu,satışların maliyeti tablosu,fon akım tablosu,nakit akım tablosu,kar dağıtım tablosu,özkaynaklar değişim tablosu

MİZAN:yevmiye defterine ve defteri kebire usulüne uygun olarak yazılan işlemlerin ,matematiksel açıdan doğru aktarılıp aktarılmadığını kontrol etmeye yarayan çizelgelerdir.

MUHASEBE TEMEL KAVRAMLARI:sosyal sorumluluk,kişilik,işletmenin sürekliliği,dönemsellik,tutarlılık,ihtiyatlılık,parayla ölçülme,maliyet esası,tarafsızlık ve belgelendirme,tam açıklama,önemlilik,özün önceliği kavramları.

OTOFİNANSMAN:şirketin yatırımlarını,kendi iç kaynakları ile finanse etmesi

ÖZEL MALİYETLER:kira ile tutulan bir taşınmazın genişletilmesi veya ekonomik ömrünün ve değerinin sürekli olarak artırılması amacıyla yapılan giderlerle,söz konusu taşınmazın işletme tarafından kullanılması için yapılan ve kira süresinin sonunda mal sahibine bırakılacak veya sökülmesi halinde bir değer taşımayacak olan tesisatın bedeli bu hesapta izlenir.

RAYİÇ BEDEL:iktisadi kıymetlerin değerleme günündeki normal alım satım değerleri.

REESKONT:işletmeye ait alacak ve borç senetlerinin bilanço günü itibariyle tasarruf değerinin hesaplanmasına yönelik işlemdir.

Bir Yorum Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.