Sancak denilen küçük yerleşim bölgelerine gönderilen şehzadeler o bölgenin yönetiminden sorumlu olurdu. Bu şekilde eğitilmiş olan şehzadeler tecrübe kazanmış olurdu. Sancağa çıkma ilk olarak Orhan Gazi tarafından uygulanmış ve son olarak 3.Mehmet sancaktan yetişip tahta çıkmıştır.
Şehzadelerin eğitimlerinin bir diğer ayağı da sancaklara çıkarılmalarıydı. Osmanlı şehzadelerin, gelecekte hükümdar adayı olmaları vesilesiyle gerekli beceri ve tecrübeyi almaları için kendilerine yardımcı olarak atanan lalalar nezaretinde sancaklara çıkarılırlardı. Sancağa çıkma yaşı genelde on beş idi. Ancak bunun bir kural olmadığı ve daha erken yaşlarda sancağa çıkan şehzadelerin var olduğu bilinmekteydi. Nitekim II. Mehmet (Fatih) sekiz yaşında, II. Bayezid ise yedi yaşında sancağa gönderilmiştir. Osmanlı Devleti’nde, İzmit, Bursa, Kefe, Konya, Kastamonu, Kütahya, Manisa ve Amasya gibi şehirler önemli şehzade sancaklarıydı.
Şehzadeler yanlarında annesi, lalaları ve askerleri dışında; defterdar, nişancı, Divan katibi, kapıağası, tabib, bahçivan vb. Görevlilerle birlikte sancağa gönderilirlerdi Sancakta bulunan şehzadelere “Çelebi Sultan” denirdi. Sancağa çıkarılan şehzadelerden yaşları müsait olanlar, tıpkı başkent İstanbul’daki Divana benzer bir Divan teşkilatı kurar, sancaklardaki idari işleri yürütürlerdi.
Askeri birlik anlamında kullanılan sancak, Osmanlı tımar sistemini içerisinde bir gelir dilimini belirtiyordu. 15. yüzyılda, Osmanlı’nın hakimiyet sahası genişledikçe, sancak da buraya bağlı tımarlı askerlerin bulunduğu bölgeyi tanımlamaya, yani idari bir bölge olarak yaygınlaşmaya başladı.
Sancak usulü şehzadelerin devlet yönetiminde yer almadan önce bu konuda tecrübe kazanmaları için sancağa gönderilmesini tarif eder. Yapılan bu uygulamanın adı “sancak sistemi“dir.