Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanımından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu

Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu konu anlatımı ve örnekleri. Devamı yazımızda…

Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanımından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu
Yayınlama: 28.10.2021
447
A+
A-

Bir cümlede kullanılan sözcüklerin anlamca birbiriyle tutarlı olması gerekmektedir. Tutarlılık ise sözcüklerin arasında çelişki olmamasıyla mümkündür. Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.Devamı yazımızda…

 

Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanımı

Bir cümlede, anlam bakımından birbiriyle ters düşen sözcüklerin veya sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır. Genellikle, kesinlik anlamı içeren bir sözcükle olasılık anlamı içeren bir sözcüğün aynı cümlede kullanılmasıyla ortaya çıkar.

-Annemler, son vapuru da kaçırmış, eminim bu akşam buraya gelemezler galiba.

Bu cümlede, “eminim” sözcüğü kesinlik; “galiba” sözcüğü olasılık anlamı taşıdığından, bu sözcükler anlamca çelişmektedir. Dolayısıyla anlamca çelişen bu sözcüklerin aynı cümle içinde kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır.

Not: Bu tür anlatım bozukluğu olan cümleler olasılık ya da kesinlik anlamı yüklenerek iki şekilde düzeltilebilir.

-“Hava çok soğuk, mutlaka sizler de üşüyor olmalısınız.”

Bu cümlede “mutlaka” kesinlik, “olmalısınız” sözcüğü olasılık anlamı taşıdığından, bu sözcükler anlamca çelişmektedir. Bu cümledeki anlatım bozukluğu, cümleye “Hava çok soğuk, sizler de üşüyor olmalısınız.” şeklinde olasılık anlamı yüklenerek ya da “Hava çok soğuk, mutlaka sizler de üşüyorsunuzdur.” şeklinde kesinlik anlamı yüklenerek giderilebilir.

Aşağıda, anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu içeren cümleler yer almaktadır. Ayraçtı bölümlerde anlamca çelişen sözcükler gösterilmiştir.

-Bu adam, sanıyorum bizden kesinlikle bir şeyler saklıyor. (sanıyorum – kesinlikle)
-Sanatçı sahneye çıkınca, herkes yerinden usulca fırlayıverdi. (usulca – fırlayıverdi)
-Otobüsünüz, tam olarak yaklaşık bir saat sonra gelir. (tam olarak – yaklaşık)
-Çocuk, fısıldayarak annesine yüksek sesle bir şeyler söyledi. (fısıldayarak – yüksek sesle)

5. Sıralama ve Mantık Yanlışlığı
Cümlede, dile getirilen durum veya olayların önem sırasına göre söylenmemesinden ya da mantık bakımından tutarsızlık bulunmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır.

Uçaklar, hareket saati geldiğinde bir saniye şöyle dursun, bir dakika bile beklemez.

Bu cümlede, “bir dakika” ve “bir saniye” sözcükleri önem sırasına göre söylenmediğinden anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “bir dakika”, “bir saniye”ye göre daha uzun bir zaman dilimidir. Dolayısıyla bu cümledeki anlatım bozukluğu “Uçaklar, hareket saati geldiğinde bir dakika şöyle dursun, bir saniye bile beklemez, şeklinde giderilebilir.

-İki ay sonra düzenleyeceğimiz etkinlikleri, üyelerimize anımsatmak için dün akşam bir toplantı yaptık.

Bu cümlede, “anımsatmak” sözcüğü mantık yanlışlığına yol açmıştır. Çünkü “anımsatmak” sözcüğü, geçmişte gerçek-leşmiş durum veya olaylar için kullanılır. Yani daha gerçekleşmemiş bir durum veya olay için “anımsatmak” sözcüğünün kullanılması, mantık bakımından doğru değildir. Dolayısıyla bu cümledeki anlatım bozukluğu “İki ay sonra düzenleyeceğimiz etkinlikleri, üyelerimize açıklamak için dün akşam bir toplantı yaptık.” şeklinde giderilebilir.

Aşağıda, sıralama ve mantık yanlışlığından kaynaklanan anlatım bozuklukları içeren cümleler yer almaktadır. İkinci cümlelerde bu cümlelerdeki anlatım bozukluklarının nasıl giderildiği gösterilmiştir.

-Bu feci kazada ölebilirdin; hatta sakatlanabilirdin.
-Bu feci kazada sakatlanabilirdin; hatta ölebilirdin.
-O, bırakın gümüş madalyayı altın madalya bile alamaz.
-O, bırakın altın madalyayı gümüş madalya bile alamaz.
-Nisan ve mayıs, yılın en güzel aylarından biridir.
-Nisan ve mayıs, yılın en güzel aylarındandır.
-Alanında ilk olan gösteriye katılım rekor düzeydeydi.
-Alanında ilk olan gösteriye katılım yüksek düzeydeydi.

6. Anlam Belirsizliği (Karışıklığı)
Tamlayanı ikinci tekil (senin) veya üçüncü tekil (onun) kişi adılı olan tamlamalarda tamlayan düştüğünde; tamlananın ikinci tekil kişiye mi, yoksa üçüncü tekil kişiye mi ait olduğunun anlaşılmamasından ya da bir cümlenin yapısından dolayı iki anlama gelecek şekilde, oluşturulmasından kaynaklanır.

-Okuldan ayrılacağını duyunca hepimiz çok üzüldük.

Bu cümlede, “ayrılacağını” sözcüğünün tamlayanı düştüğü için cümle hem “Okuldan senin ayrılacağını duyunca hepimiz çok üzüldük.” hem de “Okuldan onun ayrılacağını duyunca hepimiz çok üzüldük.” şeklinde iki türlü anlaşılabilmektedir. Bu durum, cümlede anlam belirsizliğine yol açmaktadır.

-Buraya geldiğinden beri bütün köylünün keyfi kaçtı.

Bu cümlede, özne belirtilmediği için cümle, hem “Sen buraya geldiğinden beri bütün köylünün keyfi kaçtı.” hem de “O buraya geldiğinden beri bütün köylünün keyfi kaçtı.” şeklinde iki türlü anlaşılabilmektedir. Bu yüzden, cümlede anlam belirsizliği vardır.

-Buralara kadar gelip de bize uğramadan döndüğünü duyunca kulaklarıma inanamamıştım.

Bu cümlede, “döndüğünü” sözcüğünün tamlayanı düştüğü için cümle hem Senin, buralara kadar gelip de bize uğramadan döndüğünü duyunca kulaklarıma inanamamıştım.” hem de “Onun, buralara kadar gelip de bize uğramadan döndüğünü duyunca kulaklarıma inanamamıştım.” şeklinde iki türlü anlaşılabilmektedir. Bu durum, cümlede anlam belirsizliğine yol açmaktadır.

-Kitap okumaya, dostlarımdan daha çok vakit ayırırım.

Bu cümlede, cümleyi söyleyen kişinin, hem “kitap okumaya ayırdığı vakit bakımından kendisini dostlarıyla kıyasladığı” hem de “kitap okumaya ayırdığı vaktin, dostlarına ayırdığı vakitten daha çok olduğu” anlaşılabilmektedir. Bu yüzden, cümlede anlam karışıklığı vardır.

Not: Anlam belirsizliği ile ilgili sorularda, “anlam belirsizliği” ya da “anlam karışıklığı” ifadesi mutlaka bulunur.

Anlamsal Anlatım Bozuklukları Çözümlü Örnekler

Örnek 1:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Dünyada en çok yağış alan bölge burası.
B) Ürettiklerinin çoğunu komşu ülkelere satıyorlar.
C) Bu toprakların büyük bir bölümü ormanlarla kaplı.
D) Ülkenin kuzeyinde elde edilen ürünlerin yarısından fazlasını elma oluşturuyor.
E) Ekonomileri daha çok, yetiştirdikleri hayvancılığa dayalı.
(2003 – ÖSS)
 
Çözüm:
E seçeneğinde “yetiştirdikleri hayvancılığa” sözünde anlatım bozukluğu vardır. Çünkü hayvancılık, yetiştirilmez yapılır. Cümleden “yetiştirdikleri” sözcüğü çıkarılarak anlatım bozukluğu giderilebilir.
Cevap E
 
Örnek 2:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Buluştukları zaman sanattan, edebiyattan konuşuyor kimi sanatçıları eleştiriyorlardı.
B) Ortada, karamsar olmayı gerektirecek bir durum yoktu.
C) Bu kitapları okumak, çocuğun ufkunu genişletiyor, ona farklı dünyaların kapılarını açıyordu.
D) Bu, kendi resimleri için açtığı ilk kişisel sergisi olacağı için çok heyecanlıydı.
E) Çok yorgun olduğu için o akşam erkenden yatmak istedi.
(2002 – ÖSS)
 
Çözüm:
D seçeneğinde “kişisel” sözcüğünün içinde “kendi” sözcüğünün anlamı bulunduğundan, gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.
Cevap D
 
Örnek 3:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Çevremizdeki kişilerle kuracağımız ilişkilerde özenli olmalıyız.
B) Sorunların, bütün yönleriyle ele alınması iyi olur.
C) Bu alanda başarıya ulaşanların sayısı oldukça azdır.
D) Araştırmalar, eldeki bilgilerin doğru olmadığını kanıtlıyor.
E) Bu konudaki iftiralar tamamen uydurmadır.
(2003 – ÖSS)
 
Çözüm:
E seçeneğinde “iftiralar” sözcüğünün içinde “uydurma” anlamı bulunduğundan, gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümle, “Bu konudaki söylentiler tamamen uydurmadır.” şeklinde düzeltilebilir.
Cevap E
 
Örnek 4:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Sanayide gelişmiş ülkelerde, bu tür sorunlar hızla çözülüyor.
B) Düzenlenen toplantı ve törenlerde bütün öğrenciler görev alıyor.
C) Bu konuda yapılan açıklamaların anlaşılmayacak bir yanı bulunmuyor.
D) Kurumda çalışanların başarısının, bu koşullara bağlı olduğu düşünülüyor.
E) Teknoloji ne kadar artarsa da el emeğinin önemi azalmıyor.
(2002 – ÖSS)
 
Çözüm:
E seçeneğinde “artarsa” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü teknoloji artmaz, gelişir veya ilerler. Dolayısıyla yanlaş anlamda sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için “artarsa” sözcüğü yerine “gelişirse” veya “ilerlerse” sözcüklerinden biri getirilmelidir.
Cevap E
 
Örnek 5:
Alınan bu karar, savaşta askerin daha çok ölmesine yol açtı.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir?
A) “bu” sözcüğü atılarak
B) “daha çok” sözü “askerin” sözcüğünden önce kullanılarak
C) “yol açtı” sözü yerine “neden oldu” sözü getirilerek
D) “alınan” sözcüğü atılarak
E) “savaşta” sözcüğü “askerin” sözcüğünden sonra kullanılarak
(1999 – İPTAL)
 
Çözüm:
Verilen cümlede, bir sözcüğün yerinde kullanamamasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede “çok” sözcüğüyle anlatılmak istenen “askerin daha çok ölmesi” değil, (sayıca) çok askerin ölmesi”dir. Cümle “Alınan bu karar, savaşta daha çok askerin ölmesine yol açtı.” şeklinde düzeltilebilir.
Cevap B
 
Örnek 6:
Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğe eksikliği
B) Özne – yüklem uyuşmazlığı
C) Öznenin belirtilmemiş olması
D) Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanılması
E) Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması
(1996-ÖSS)
 
Çözüm:
Verilen cümlede, anlamca çelişen sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede “Elbette” sözcüğü kesinlik bildirirken, “olabilirler” sözcüğü cümleye olasılık anlamı katmaktadır.
Cevap E
 
Örnek 7:
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu, aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir?
A) “sara nöbetlerine” sözü ile “ölüme” sözcüğü yer değiştirilerek
B) “yol açabilir” yerine “neden olabilir” sözü getirilerek
C) “sara” sözcüğü kaldırılarak
D) “zarı” yerine “zarının” sözcüğü getirilerek
E) “edilmezse” yerine “edilmediğinde” sözcüğü getirilerek
(1990-ÖSS)
 
Çözüm:
Verilen cümledeki sıralanışa göre “sara nöbetleri” “ölüm”den daha korkunç bir olaymış izlenimi verilmektedir. Cümle, “Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, sara nöbetlerine hatta ölüme yol açabilir.” şeklinde düzeltilebilir.
Cevap A
 
Örnek 8:
Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir şahıs zamiri getirmek gerekir?
A) Adana’ya yerleştiklerini duydum.
B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim.
C) Önerdiğin romanı henüz okuyamadım.
D) Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
E) Sınava İstanbul’da girmek istiyorum.
(1991 – ÖYS)
 
Çözüm:
D seçeneğinde, yarışmada kimin birinci olduğu belli değildir. Cümlenin başına “senin” adılı da getirilebilir “onun” adılı da. Dolayısıyla bu cümledeki anlatım belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir kişi adılı getirilmelidir.
Cevap D

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.