ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik “yumuşama” sinyalleri vermesi ve Hazine Bakanı Scott Bessent’in ‘orta yol’ mesajı, küresel piyasalarda hızlı bir etki yarattı. Özellikle altın fiyatları bu gelişmelere anında tepki verirken, yatırımcılar gözünü ABD-Çin hattındaki diplomatik trafiğe çevirdi.
Küresel piyasalarda yatırımcıların jeopolitik risklere karşı sığındığı en güçlü araçlardan biri olan altın, Trump’ın yumuşama mesajlarıyla sarsıldı. Gün içerisinde ons altın %2,6 düşüşle 3.319 dolara, gram altın ise %2,25 değer kaybederek 2.550 TL bandına kadar geriledi.
Uzmanlar, Çin’e yönelik sert tarife söylemlerinin gevşemesiyle birlikte, güvenli liman talebinin hızla azaldığını, bunun da altın üzerinde ciddi bir satış baskısı oluşturduğunu belirtiyor.
Oval Ofis’te düzenlenen bir yemin töreninde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, Çin ile ilişkiler konusunda dikkat çeken bir üslup değişikliğine gitti. Daha önce sert ticaret politikaları ve yüksek gümrük tarifeleriyle bilinen Trump, “Çin’e karşı sert oynayacağım demeyeceğim. Nazik olacağız, onlar da nazik olacak” sözleriyle piyasaya yumuşama mesajı gönderdi.
“Jinping ile harika ilişkimiz var. Ancak yılda milyarlarca dolar kazanmaları ve bu parayla ordu kurmaları kabul edilemez. Bu yüzden dengeyi koruyacağız. Gümrük vergileri sıfır olmayacak ama 145 seviyesinde de kalmayacak.”
— Donald Trump, ABD Başkanı
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de Washington’da düzenlenen özel bir yatırımcı konferansında yaptığı konuşmayla piyasaları rahatlattı. Bessent, Washington ile Pekin arasında yakın bir zamanda “gerçekçi ve sürdürülebilir” bir anlaşma beklediklerini belirtti.
“Kimse mevcut tarifelerin bu kadar yüksek seyretmesinin sürdürülebilir olduğunu düşünmüyor. Yakında makul bir seviyeye çekileceğine inanıyoruz. Bu da piyasaların rahatlamasını sağlayacak.”
— Scott Bessent, ABD Hazine Bakanı
Trump yönetiminden gelen bu açıklamalar, özellikle Çin ile ticaret savaşının yeni bir evreye girebileceğinin işareti olarak yorumlanıyor. 2024 seçimlerine yaklaşılırken Trump’ın yatırımcı dostu ve piyasa odaklı bir dil kullanması dikkat çekiyor. Analistlere göre bu, hem seçim stratejisinin bir parçası hem de Çin ile ilişkilerde kontrollü normalleşmenin işareti.