Son zamanlarda merdiven altı üretilen yiyecek sayısı arttı. İnsan Sağlığını düşünmeyen merdiven altı üreticilerinden dolayı Kuru üzüme mazot ve karabibere boyadan sonra bitkisel yağ sektörü için de hile uyarısı geldi. Merdiven altı bazı üreticilerin “ayçi Son zamanlarda merdiven altı üretilen yiyecek sayısı arttı. İnsan Sağlığını düşünmeyen merdiven altı üreticilerinden dolayı Kuru üzüme mazot ve karabibere boyadan sonra bitkisel yağ sektörü için de hile uyarısı geldi. Merdiven altı bazı üreticilerin “ayçiçek yağı” adı altında, fiyatı düşük soya, kanola ve aspir yağlarını karıştırarak iç piyasada satışa sunduğu belirtildi. Üreticiler, denetimlerin daha fazla yapılmasını istedi.
Bitkisel yağ sektöründe tağşiş (hileli karışım) sorunu giderek artıyor. Bitkisel yağda sıfır gümrük vergisinin uygulanması sonucunda artan ithalat beraberinde hileli karışımları da getirdi. Bitkisel yağ sanayicileri tağşişin neden olduğu haksız rekabet sorunlarına acil çözüm beklediklerini ifade etti. Yerli üreticiler ise yağlı tohum üretiminde destekleme politikalarının değiştirilmesini istedi. Üreticiler ayrıca hileli karışım yapan firmalara ağır ceza ve yaptırım uygulanmasını talep etti.
ARZ, 3 MİLYON TON YERLİ ÜRETİM, 770 BİN TON
Yağlı tohum ithalatında, son yıllarda yaşanan artışa dikkat çeken Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, sektörde yüzde 75’e varan dışa bağımlılığın ve hileli karışımın önlenmesi için ‘acil’ tedbir alınması gerektiğini söyledi. “Türkiye’de sanayicinin öncelikli sorunu hammadde” diyen Büyükhelvacıgil, “2014 yılında Türkiye’de gerçekleşen 3 milyon ton yağ arzının sadece 770 bin tonu yerli üretimle karşılandı. İhtiyacımızın yüzde 25’ini yerli üretimle, yüzde 75’ini ithalatla karşılıyoruz. Önümüzdeki yıllarda yağlı tohum veya ham yağ temin edememe gibi bir riskle karşı karşıya kalabilir ve son ürün olan rafine edilmiş ambalajlı yemeklik yağ ithal etme zorunluluğu yaşayabiliriz” dedi.
VERGİ KAYBI 53 MİLYON DOLAR
İthalatı tetikleyen bir diğer unsurun da boya sanayinde kullanılmak üzere sıfır gümrükle ayçiçeği yağı ithal edilmesi olduğunu vurgulayan Büyükhelvacıgil, şunları söyledi:”Daha önceki yıllarda boya sanayinde soya yağı veya keten yağı kullanılırken son yıllarda, ayçiçeği yağı kullanılmaya başlandı. 2014’de 64 bin 300 ton olan ithalat, 2015’in 7 ayında ise 35 bin tona çıktı. Sıfır gümrükle ithalat nedeniyle devletimizin ciddi bir vergi kaybı da söz konusu. 2014’de Türkiye ekonomisinde vergi kaybı 35 milyon dolar, son 1,5 yıldaki vergi kaybı ise 53 milyon dolar oldu”
DESTEKLERİN ŞEKLİ DEĞİŞMELİ
Büyükhelvacıgil, 7 milyar dolar büyüklüğündeki bitkisel yağ sektöründe yaşanan bu sorunların kararlılıkla uygulanacak düzenleyici tedbirlerle çözülebileceğine işaret etti. Desteklemelerin de iki aşamalı yapılmasını öneren Büyükhelvacıgil, “İlk destekleme ekim zamanında üreticinin karar verme aşamasında yapılmalı” diye konuştu.
2 milyon ton ayçiçeği üretilmeli
Büyükhelvacıgil, Türkiye’nin 2014 yılında 6 milyon 240 bin ton yağlı tohum ve türevlerini ithal ettiğine ve 4,3 milyar dolar ödediğini belirterek şunları kaydetti: “Ayçiçeği tohumu ekim alanı şu anda 550 bin hektar civarında. Dışa bağımlılıktan kurtulmak için yılda en az 2 milyon ton ayçiçeği tohumu üretmek zorundayız. Ülkemizde tarım ürünlerinde dış ticaret açığı olmadığı halde, yağlı tohum ve türevlerinde 2,5 milyar doların üzerinde dış ticaret açığı bulunuyor.” Dünyada geçen yıl yağlı tohum üretiminin 536 milyon ton, Türkiye’de 2 milyon 741 bin ton olduğunu söyleyen Büyükhelvacıgil, dünyada bitkisel ham yağ üretiminin 175 milyon ton, Türkiye’deki üretimin ise 771 bin ton olarak gerçekleştiğini hatırlattı.
Tağşiş yapan ifşa edilmeli
Büyükhelvacıgil, merdiven altı diye adlandırılan sadece dolum tesisi olan firmaların ayçiçeği yağına daha düşük fiyatlı olan soya yağı, kanola yağı veya aspir yağını karıştırarak haksız rekabete sebep olduğunu söyledi. Büyükhelvacıgil, tağşiş yapanlara caydırıcı yüksek cezalar uygulanması hatta cezalara rağmen tağşişte ısrar eden firmaların ticaretten men edilmesi gerektiğini savundu. 7 milyar dolar büyüklüğe sahip olan sektördeki sorunların düzenleyici tedbirlerle çözülebileceğini söyleyen Büyükhelvacıgil, cezalara rağmen tağşişte ısrar eden firmaların Avrupa’da olduğu gibi ticaretten men edilmesi gerektiğini savundu.
kaynak: yenişafak