Menemen Olayı Nedenleri Ve Sonuçları?

Menemen olayı nedenleri ve sonuçları? Devamı yazımızda…

Menemen Olayı Nedenleri Ve Sonuçları?
Yayınlama: 20.12.2021
Düzenleme: 01.02.2022 16:06
859
A+
A-

Menemen veya Kubilay Olayı, tarihimizde gerçekleşmiş ve sonu çok acı bir şekilde biten bir olaylar zinciridir. Mustafa Fehmi Kubilay’ın Cumhuriyet ve laiklik karşıtı kişiler tarafından şehit edildiği Menemen Olayı’nın ne olduğu, nedenleri, sonuçları ve tarihimizdeki önemi gibi konuları bu yazımızda bulabilirsiniz. Menemen olayı nedenleri ve sonuçları? Devamı yazımızda…

Menemen Olayı Nedir?

İmam Laz İbrahim, Nakşibendi tarikatının yayılması için görevlendirilmişti. Bu görev ona bizzat Şeyh Esat tarafından verilmişti. Laz İbrahim 6 yandaşını yanına alarak 23 Aralık 1930 tarihinde sabah namazının ardından bir yeşil sancağı yola dikti. Ellerinde silah bulunan bu grup, camiden çıkanlara hitap ederek dini korumaya geldiklerini deklare ederken, o esnada grup arasında bulunan Derviş Mehmet kendisinin Mehdi olduğunu iddia etmiş ve halk tabanından destek görmeye çalışmıştır.

Kendisinin Mehdi olduğunu iddia eden Derviş Mehmet, arkasında 70 bin kişilik halife ordusunun bulunduğunu anlatmış ve öğle saatinde ilan edecekleri şeriat bayrağının altında toplanmayanları kılıçtan geçireceklerini söyleyerek insanları tehdit etmiştir. Daha sonra yola diktikleri yeşil bayrak etrafında tur atmaya, tekbirler getirmeye, zikirler çekmeye başlamışlar, “şapka giyenler kafirdir” diyerek sloganları atmışlardır. “Yakında şeriata dönülecektir” tehditleriyle bir iç isyan hareketi çıkarmaya kalkışmışlardır.

Menemen Olayı’nın Nedenleri Nelerdir?

Bu hareketlerin jandarma karakolunda haber alınmasının ardından, yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay olay yerine gitmiştir. Yanında götürdüğü manga askerlerden uzaklaşarak, isyan hareketi başlatan grubun arasına girmiş ve onlardan bu olayı sonlandırmalarını istemiştir. O esnada bir grup, yanında taşıdığı silahı Kubilay’a doğrultarak ateşlemiş ve Kubilay yaralamıştır.

Komutanlarının silahla yaralandığını gören manga askerleri hemen olaya müdahale ederek komutanlarını kurtarmaya girişmişlerdir. Ancak tüfeklerinde gerçek mermi değil, manevra fişekleri bulunmaktaydı. Manevra fişekleri, öldürücü etkisi olmayan bir türdür. Günümüzde polislerin bazı sokak eylemlerinde kullandığı plastik mermilerle hemen hemen aynı görevi görmektedir.

Vücuduna isabet eden bu manevra fişeklerinin kendini öldürmediğini gören Derviş Mehmet , “Bakın Allah’ın öyle özel kuluyum ki bana kurşun bile işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya kalkmıştır.

Kubilay vücudundan kan aka aka cami avlusuna sığınırken arkasından Derviş Mehmet ve arkadaşları, yaralı asteğmenin peşi sıra koşarak cami avlusuna gelerek saldırıya devam etmiştir. Derviş Mehmet, yanında getirdiği testere ağızlı bağ bıçağını çıkartıp yaralı Kubilay’ın başını canlı canlı kesmiştir.

Olayı görüp müdahaleye gelen Hasan ve Şevki adındaki iki bekçi, kalabalık grup karşısında mücadele etmelerine rağmen başarılı olamamış ve katledilmişlerdir. Hemen ardından Derviş Mehmet ve ekibi, Kubilay’ın kesik başını alarak yeşil bayrağın asılı olduğu sopaya bağlamışlar ve ardından mahalle mahalle dolaşarak ibret -i alem maksadıyla bunu herkese göstermeye çalışmışlardır.

Tam işler içinden çıkılmaz bir hal almışken, bir diğer askeri birlik hemen yardıma yetişmiş ve bu sefer gerçek mermiler kullanılmıştır. Teslim ol emrine uymayan Derviş Mehmet ve çetesine ateş açılır. Derviş Mehmet ve yanındaki bazı kişiler bu çatışma esnasında öldürülmüştür.

Menemen Olayı’nın Sonuçları Nelerdir?

Olayı duyan Mustafa Kemal Atatürk, hemen Dolmabahçe Sarayı’nda bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılanların ifadesine göre, Mustafa Kemal’in kızgınlığı gözlerinden okunuyordu. Bazı iddialara göre o anki sinirle, “Menemen ilçesini haritadan silin!” emri verdi. Yine aynı iddiaya göre bu emrinden ertesi gün vazgeçip şu açıklamayı yaptı: “Böyle emirler verirsem uygulamayın. Daha sonra bir kez daha sorun.”

Mustafa Kemal Paşa, 1930 yılının Aralık ayında bir başsağlığı telgrafı gönderdi. Telgrafta, hafif bir tehditkar hava seziliyordu. Cümleleri aynen şöyleydi: “Mültecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmaları bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir!”

Hemen ertesi günü sıkı yönetim ilan edildi ve Fahrettin Altay sıkıyönetimin başına getirildi. Dönemin 1. Kolordu Komutanı Vekilliği’nde bulunan General Mustafa Muğlalı’nın başkanlığını yaptığı Divan-ı Harp kuruldu.

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.